Siyasetçi kılıklı darbeciler
CHP yöneticileri son dönemde ısrarla iktidarın "darbe tartışmaları" çıkartarak gündemi değiştirdiğini söylüyor.
Oysa gerçek bunun tam tersi... Ne zaman bir darbe tartışması başlasa, geriye dönüp bakın, başlatan ya CHP'li biridir ya da CHP vesayeti özlemi çeken biri.
Şu örneklere bakın: CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Seçimle veya başka bir yolla" iktidarın değişmesini söyleyince darbe tartışması başladı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, muhalefetin "erken seçim" çağrıları tartışılırken çıkıp şöyle dedi:
"Demokrat Parti erken seçim kararı alsaydı darbe olmazdı."
En son gündeme 104 amiralin muhtıra gibi bildirisi geldi. O da darbeleri çağrıştırdığı için tartışıldı ve halen tartışılıyor.
Şimdi bunlara CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da katıldı. Altay, Menderes dönemini hatırlatan konuşmasında bir siyasi sefillik örneği vererek şöyle diyordu:
"Umarım Erdoğan'ın da sonu benzemesin Menderes'e."
Bir siyasetçi için utanç verici bir yaklaşım bu... Yakın tarihte darbelerin derin acısını yaşayan bir ülkede, bu hatırlatmaları yapmak darbecilik değil de nedir? Benzer bir hatırlatmayı "Makûs kaderden kaçış yok" diye bir yıl önce sosyalist yazar Ragıp Zarakol da yapmıştı.
Peki, neden solun ve CHP'nin destek verdiği 60 darbesiyle idam edilen Menderes'i, ikide bir yine bu solcular hatırlatıyor?
Peki, siyasetçileri darbelerle korkutanlara darbeci değil de ne diyelim?
Siyasetçi kılıklı bu darbecilere en iyi cevabı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu verdi:
"Tarih fukarası, cahil... Siyasete, demokrasiye, millete inanmayan, hâlâ darbeyi iktidar aracı gören zavallılar... 'Menderes'in sonunu Erdoğan'a yakıştırmak...' Vallahi sizi, 15 Temmuz'dan beter yaparız..."
***
AYLAN KURDİ'NİN KATİLLERİNDEN EMİR ALMAK
CHP'deki ikinci rezilliğe de İstanbul İl Başkanları Canan Kaftancıoğlu imza attı. Gerçekten Kaftancıoğlu, insanın vicdanını sızlatan, öyle utanç verici bir iş yaptı ki, "özür dilemesi" bile bu utancı telafi etmeye yetmedi, yetmez de...
Çünkü siyasete alet ettiği fotoğraf, dünyanın vicdanını sızlatan Aylan Kurdi bebeğe aitti. Vicdanı olan, yüreğinde insan sevgisi olan biri bunu akıl edemez, etse bile kullanmaya eli varmaz. Ama ne yazık ki, CHP böyle insana düşman, darbeci, faşist kafalar üreten mümbit bir yapıya dönüştü. Kaftancıoğlu, kullandığı o fotoğrafın üzerine sadece "128 milyar dolar nerede" yazmadı, Aylan bebeğin sorumluluğunu da ima eden şunu da ekledi: "Sorumlu Erdoğan."
Bu bilinçli bir tercihti. Bu da bana daha önce yazdığım bizim Kars'ta çok kullanılan bir halk sözünü hatırlattı: "İt utansa tuman (don) giyer..."
Suriye'de Esad zulmünden kaçan milyonlara merhametle kucak açan, kucak açtığı için de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dahil birçok ırkçı, ötekileştirici siyasetçi tarafından karşı çıkılan Başkan Erdoğan'a Aylan bebek üzerinden laf çakmak, kimsenin haddi değil. Hele terör örgütlerine selam gönderen, darbesever Kaftancıoğlu'nun hiç değil.
Son sözü İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a bırakıyorum:
"İnsan olmak, asgari düzeyde bir vicdan gerektirir. Vicdanı olmayanın siyasete ve topluma katacağı hiçbir şey yoktur. Aylan bebeğin ve milyonlarca mazlumun aziz hatırasını inciten vicdansızlığı telin ediyoruz. Aylan bebeğin katillerinden emir alanlardan başka ne beklenir ki?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)