Akşener’in öfkesi ve İnce korkusu
DP'nin kapatılmasına, rahmetli Menderes ve iki bakanının idam edilmesine rağmen halk CHP'ye tek başına iktidar izni vermedi.
Aynı şekilde 12 Eylül darbecileri de sağda MDP, solda Halkçı Parti projesini hayata geçirmek istedi ama halk Özal'ı seçerek onların projesini yerle bir etti.
90'larda darbecilerin yanında yer alan Demirel'in siyaset mühendisliği bile işe yaramadı. Bin yıl sürecek 28 Şubat postmodern darbesine ve "muhtar bile olamayacak" dayatmalarına rağmen 2002 yılında sandıktan Recep Tayyip Erdoğan çıktı.
Sonrasını biliyorsunuz, 2007'den bu yana, hukuk kumpasından parti kapatmaya, terör saldırılarından darbe girişimlerine kadar denenmedik yol kalmadı. Ne yaptılarsa halkın iradesine engel olamadılar.
Şimdi iç ve dış vesayet kurumları son bir hamleyle muhalefeti dizayn ederek yeni bir yol deniyor. Muhalefet de bu hesabın bir parçası olarak "ilkesizliği" ilke edinerek, HDP'nin şiddetle ilişkisini bile görmezden geliyor. Oysa Avrupa Parlamentosu'nda bırakın şiddeti, "ayrılıkçılık" gerekçesiyle bile Katalan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılırken, Türkiye'de Kemalist CHP ile "milliyetçi" İYİ Parti, PKK terör örgütüyle ilişkisini saklamayan HDP'yi korumak için her şeyi yapıyor. Böylece HPD'ye oy verenlere de, Türkiye'ye de kötülük yapılıyor. Sivil siyasetin önü kapatılıyor.
Bu gerçeği halk görmüyor mu?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, artık bu gerçek saklanamadığı için tıpkı ittifak ortağı Kemal Kılıçdaroğlu gibi öfkeleniyor. Bakın, parti yöneticileri dahil herkes İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Pervin Buldan güzellemelerine" karşı çıkarken, o grupta vites yükseltip, "Ölüm olsa da sonunda, mücadele etmezsem namerdim" gibi bambaşka bir söylem tutturuyor.
Akşener'i tehdit eden var mı bilmiyorum ama Türkiye'de ölüm tehditlerini hangi terör örgütlerinden ve derin yapılardan geldiğini eski bir içişleri bakanı olarak en iyi o biliyor. Bilmese de en azından birlikte anılmaktan rahatsız olmadığı Pervin Buldan'a veya FETÖ iltisaklı partililerine sorabilir.
Ama Akşener'in derdi, sorup gerçeği öğrenmek değil. Akşener, giderek netleşen HDP ile ittifak ilişkisini nasıl saklarım ve parti içinde başgösteren rahatsızlıkların üstünü nasıl örterim derdinde. Çünkü muhalefet cephesindeki çatlaklar giderek büyüyor. Bir yanda Ümit Özdağ ve arkadaşları harekete geçmiş durumda. Öte yanda CHP'den ayrılıp daha "milli" bir siyasi çizgi izleyeceğini açıklayan Muharrem İnce rüzgârı var. Her iki hareket de özellikle kıyılarda ve kent merkezlerinde yaşayan "milliyetçi laik" sosyoloji için yeni bir alternatif. O sosyoloji, HDP'yle yakın ilişki kuran partilere sıcak bakmıyor ve İnce'ye doğru kayıyor. Bu da Akşener'i korkutuyor. Öfkelenmesinin ve vites yükseltmesinin nedeni bu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Adliyede Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin öfkesi (26.11.2024)
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)