FETÖ'yle mücadelede 17-25 Aralık yargı operasyonunu milat alırsak 7 yıl geride kaldı. Ancak hâlâ FETÖ tehlikesi geçmiş değil. Her gün yeni bir operasyon oluyor ve her operasyon bizi şaşırtıyor. Hâlâ general düzeyinde kripto FETÖ'cüler çıkıyor, hâlâ devletin en önemli kurumlarını içeriden çökertmeye çalışan mahrem imamlar yakalanıyor. İşin en vahim yanı ise dünyanın dört bir yanına yayılmış FETÖ'cülerin Türkiye'ye düşmanlık konusunda da sınır tanımamaları. Sonunda işi PKK'ya silah satmaya kadar götürdüler. Doğrusu, "altın nesil"i katile dönüştüren bu örgütten "silah kaçakçısı" çıkması şaşırtıcı değil ama vahim...
Bu gerçeği de bir süre önce MİT'in, Özbekistan'da yakaladığı iki FETÖ'cüyü, Gürbüz Sevilay ve Tamer Avcı'yı Türkiye'ye getirmesiyle öğrendik.
Bu operasyonun kilit ismi de GürbüzSevilay... Sevilay'ın FETÖ ile ilişkisi 90'lı yıllardabaşlıyor. Yakalandıktan sonra itirafçıolan Sevilay, bir işadamı olarak önce Türkiyeve Özbekistan'da, sonra da Kırgızistan'danUkrayna'ya uzanan hatta hem çok sayıda işyapıyor hem de çok sayıda FETÖ'cüyü tanıyor. Tek farkı ise FETÖ'cülerin uluslararası silah ticaretinde rol üstlenmiş birkaç isimden biri olması.
Onu Türkiye açısından "özel" yapan da bu ilişkileri... Son iki yılda birkaç kez Suriye'nin kuzeyine gidip PKK-YPG'ye silah satması, gizlenen FETÖ-PKK ilişkisini deşifre etme açısından önemli bir adımdı.
O da bunu açık açık itiraf ediyor:
"Mazlum Kobani olarak tanıtılan şahıs geldi. Ben, Hüseyin ve Necati Özbil ile birlikte 10-15 dakikalık bir görüşme yaptık. Kobani'ye Ukrayna'dan getirdiğimiz antidrone ve anti insansız hava aracı sistemikatalogları gösterdim. Bunları getiripgetiremeyeceğimi sordu. Ben deson kullanıcı belgesi temin etmelerihalinde getirebileceğimizi söyledim. Oda radar sistemine ihtiyaçları olduğunu,son kullanıcı belgesini Irak ve OrtaDoğu'nun diğer devletlerinden teminedebileceğini, gerekirse de Şam'danalacağını, problem olmadığını söyledi."
FETÖ'cü Sevilay'ın PKK'ya silah satmasıhiç de basit bir ilişki değildi. İşin dahavahim yani ise PKK-PYD'lilere istemelerihalinde S-200 füzeleri, 6 kilometreyekadar çıkan Stinger roketleri bilesatabileceklerini söylemesiydi. Hatta siparişbile verilmişti: "Evgeni (Jenya) isimlişahıs, Stinger roketlerinin Hırvatistan'daki veLitvanya'daki depolarda hazır bulunduğunuanlattı. Bunun üzerine Kobani isimli şahıs,Stinger roketlerinden ilk etapta 100adet ve 5 adet fırlatıcısından alacağınısöyledi."
Buraya bir nokta koyup işin sırrına dönelim. İşin sırrı yine Türkiye'de saklı. Bırakın FETÖ'nün etkin olduğu 15 Temmuz öncesini, sonrasında bile FETÖ'cüler birçok askeri malzeme ihalesine girmiş ve işlerini yürütmüştü. Hatta 2017'de FETÖ'cülüğü tartışmasız Sevilay, soruşturmadan bile sıyrılmayı başarmıştı: "Zeki Akdoğan isimli şahıs 'Tamam Gürbüz, senin FETÖ soruşturmanı hallettim, bir sıkıntı olmayacak ancak beraberçalışacaksak resmi olarak senin NGSunvanlı firmana ortak olmam gerekiyor'dedi. Ben de o tarihte ekonomikdurumum iyi olmadığı için kabulettim." Sevilay, Zeki Akdoğan'ı da "dünyanınher tarafıyla irtibatı ve bağlantılarıolan biri" olarak anlatıyor.
Tabii sadece o değil, böyle uluslararası çok sayıda FETÖ'cüden söz ediyor. Bu ilişkiler sonucu, FETÖ'cüler Erbil'den Kuzey Suriye'ye, Libya'dan Somali'ye, Dubai'den Suudi Arabistan'a silah ve askeri teçhizat satmak için onlarca girişimde bulunmuş. Bir anlamda geçmişin mafya babalarının yerini FETÖ doldurmuş...
Hâlâ bu örgütü motive edenlere, siyaseten susanlara duyurulur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.