HDP'nin İstanbul Esenyurt'taki ilçe başkanlığındaki görüntüler herkesi şoke etti. Bina bir siyasi parti merkezi değil de adeta terör örgütü PKK irtibat bürosu.
En tepede Öcalan fotoğrafı... Onun biraz altında öldürülen PKK'lıların fotoğrafı. Duvarlarda insanı dehşete düşüren şu sloganlar var: "PKK benim hayatsigortamdır, PKKyaşam damarınagiden taze kandır."
Aslında HDP ilve ilçe binalarınınbirer PKK bürosu gibi çalıştığı biliniyorduama bu kadar pervasız olacakları bilinmiyordu. Bu gerçeğin kamuoyuna yansıması da ilginç oldu. HDP binası, artık gizliliği saklanamayacak olan ittifak ortağı CHP'li Esenyurt Belediye ekiplerince zaman zaman dezenfekte ediliyordu. Dezenfekte yapıldıktan sonra ilk kez ve bizzat Esenyurt Belediyesi sitesinde işçilerin çalışmaları, HDP ilçe binası görüntüleriyle birlikte yayınlandı.
Peki, CHP'li Esenyurt Belediyesi'nin bu tavrı, pervasızlıktan mı kaynaklanıyordu yoksa arkasında başka bir akıl mı vardı?
Olay açığa çıktıktan sonra siyaset kulislerinde bu konuda çok farklı şeyler konuşulmaya başlandı. Birincisi, CHP'nin Esenyurt gibi AK Parti'nin güçlü olduğu bir ilçeyi HDP'nin desteği olmadan kazanması mümkün değildi. Tam da bu yüzden CHP ile HDP'nin en açık ittifak yaptığı yer Esenyurt'tu. Bu gerçeği İYİ Parti de iyi biliyordu. Bunun da birbedeli olacaktı. Başka yerlerde değilse bile burada iki parti, ihalelerden işçialımlarına kadar her alanda eşit birpaylaşım içindeydi.
Ama daha vahimi, HDP'lilerin giderek "eşit paylaşımla" yetinmedikleri ve daha fazlasını istedikleri gerçeğiydi. İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer de burasıydı. Yani CHP'lilerin HDP-PKK ilişkisini deşifre ederek bu yükten kurtulmak istedikleri gibi bir çabadan söz ediliyor. O çaba olmasaydı, HDP Esenyurt'un PKK bürosu gibi çalıştığı gerçeği bu kadar açık seçik ortaya çıkmayabilirdi.
Esenyurt'ta atılan bu adımın dalga dalga başka CHP'li belediyelere yayılıp yayılmayacağı bilinmiyor ama bu gerçek, bir yılı aşkın süredir HDP binası önünde direnen Diyarbakır Anneleri'nin ne kadar haklı bir yerde durduklarını gösterdi.
Olaya güvenlik güçleri el koyduktan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tablonun ne anlama geldiğini özetledi: "23 Ocak 2021 Gece 23.30Esenyurt HDP binası Demokrasinin istismarı her daimmümkündür. AİHM kararları, Venedik kriterlerivs... Batı istismara müsaade etmiyor,ancak bizden istiyor. Dünyanınhiçbir demokratik ülkesinde bunamüsaade edilmez..."
Peki bu konuda, CHP veya HDPyönetiminin bir açıklaması oldu mu?
CHP, ittifak ortağı HDP'nin PKK bürosu gibi çalışmasına yine sessiz kaldı. HDP ise savcılık kararına rağmen klasik yalanını sürdürdü: "Dün gece ilçebinamızın kapılarını kırarak zorlaiçeri giren kolluk kuvvetleri, gerçekçeolarak 6 ay önce çekilmişfotoğrafları ve posterleri bahanegösterdi."
İnanılmaz değil mi? Güvenlik güçlerinin çektiği ve tüm dünyanın izlediği görüntüleri bile -özrü kabahatinden büyük bir gerekçeyle- inkâr etti. Tıpkı FETÖ'cü darbecilerin 15 Temmuz gecesi yaptıklarını inkâr ettikleri gibi.
Terör veya darbeden beslenen kirli akıllardan başka ne beklenir ki...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.