Bir süredir CHP-İP ve HDP'nin ortak anayasa yapıp yapmadıkları tartışılıyor. Ancak iş öyle bir noktaya vardı ki, anayasa tartışması unutuldu, siyasette kimler ne yalanlar söylüyor tartışmasına döndü. Bir anlamda küresel dönemin yeni dalgası "post truth" siyaset Türkiye'de zirveye çıktı.
Bu dalganın özellikle muhalefet cephesinde hayat bulması ise hiç şaşırtıcı değil. Değil çünkü muhalefet uzun yıllardır siyaset üretemediği için sürekli siyasette yalan rüzgârı estiriyor.
Kimi zaman bir genel başkan çıkıp "AKParti'de 120-180arası ByLock'çu milletvekili var" diyor, kimi zaman bir belediye başkanı çıkıp olmayan bir görüntüyü izlerken "kanım dondu" bile diyebiliyor.
Hepsi aynı zihniyetin ürünü olduğu için de bugün kimse çıkıp açık açık "ortak biranayasa çalışması yaptık" diyemiyor.
Bu konuda, başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'li siyasi aktörler diğerlerine açık ara fark atıyor. Sadece şu örnek bile yeterli. Kılıçdaroğlu, 2 Haziran 2018'de Tele 1 Televizyonu'nda konuşuyor: "Millet İttifakı olarak çalışma yaptık. Başında da İbrahim Kaboğlu vardı. Bir mutabakat metni şu an elimizde."
Kasım 2020'de, bu kez bütün televizyonlarınkarşısına çıkıp şu sözleri söylüyor: "Bukamuoyunda tartışılıyor, ben de büyükbir hayretle izliyorum. Öyle ortada 'Biranayasa yazıldı. Dört parti bir arayageldi, anayasa taslağı hazırladı' böylebir şey yok."
Tam bu noktada devreyeCHP'nin İstanbul İl Başkanı CananKaftancıoğlu'nun manidar tweet'i giriyorve gözleri yeniden sürekli yalanlanan anayasatartışmalarına, post truth siyasetedönüyor.
Kaftancıoğlu tweet'inde şöyle diyordu: "Yalan söyleyen siyasetçilerin istifaettiği, istifayla da kalınmayıp yalanlarınınmaliyetlerinden ötürü yargılandığıbir sistem hayal değil, rüya hiç değil. Başarırız, inanıyorum ki başaracağız."
Hangi amaçla söylenirse söylensin güncelliğinedeniyle daha çok CHP'li aktörlerleilişkilendirildi. O tweet'in altına yazılanyorumlardan biri tam da bunu söylüyordu: "Biz bile CHP'yi bu kadar güzelanlatamazdık, galiba yarın toplu istifaediyorsunuz."
Doğrusu CHP için Kaftancıoğlu'nunböyle iddialı bir söz söylemesi hiç de yadırganmadı. Çünkü onun bugüne kadar söylediği her sözün arkasında durduğu biliniyor. Ne devlet için söylediği "Seri katil" sözünden geri adım attı, ne milletin değerleriniaşağılayan tweet'lerini sildi, ne de öldürülen PKK'lı kadın yöneticiyi savunmaktan vazgeçti.
Oysa Kılıçdaroğlu veya diğer CHP'li aktörler genelde söyledikleri hiçbir şeyin arkasında durmadı veya devamını getirmedi. Kendi milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun, "Doğrudur. CHP, HDP, SP ve İYİ Partiuzmanlarıyla, yetkilileriyle ortak paydalaroluşturan bir anayasa raporuhazırlandı" sözlerine rağmen, çalışmayımilletin gözünün içine baka bakainkâr etti. Tabii aynı şeyi İYİ PartiGenel Başkanı Meral Akşener de yaptı.
Eminim Kaftancıoğlu onların pozisyonunda olsaydı, inkâr etmez, HDP'yle yeni bir anayasa çalışması yaptıklarını överek anlatır ve üstlenirdi.
Bu yüzden de Kaftancıoğlu'nun o tweet'iyle CHP'li siyasi aktörleri hedef alması hiç şaşırtıcı değil.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.