Dünya yönünü ararken, Türkiye de çevresinde derin sorunlarla boğuşuyor. Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz ve Libya'da birçok küresel güçle karşı karşıya geliyor. Şimdi buna Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırmasıyla Kafkasya da eklendi.
Türkiye, bütün bu kuşatmalara yeni hamlelerle karşılık verdi, vermeye de devam ediyor. Doğu Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölge ilan edip enerji arayışını sürdürüyor, Kıbrıs konusunda, 46 yıldır kapalıolan Maraş'ı kısmide olsa açarak statükoyusarsıyor, kardeş Azerbaycan'a en güçlü siyasi desteği vererek küresel dengeleri sarsıyor ve ABDİsraileksenli körfez ülkelerini kuşatmaplanına Kuveyt-Katar hamleleriyle karşılık veriyor.
Bu arada ikinci dalgayla dünyayı sarsan korona salgınına karşı mücadelede de en başarılı ülkeler arasında yer alıyor.
Bütün bu olaylara ve Türkiye'nin izlediği siyasete toplumun tepkisine gelince... Toplum özellikle Türkiye'nin meydanokumalarına büyük destek veriyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Doğu Akdeniz ve Libya'da izlenen siyasete toplumun yüzde 80'i aşan oranda bir desteği var. Henüz bir araştırma görmedim ama tahminim bu oran Azerbaycan meselesinde yüzde 90'lara çıkar.
Peki, dış politikada yaşanan bütün bu gelişmeler iç siyasete nasıl yansıyor?
Önümde özellikle geçtiğimiz cumhurbaşkanlığı seçiminde isabetli sonucuyla dikkat çeken Betimar Araştırma şirketinin 23-26 Eylül arasını kapsayan bir kamuoyu araştırması var. 26 ilde 3094 kişiyle yapılan araştırmada ilk olarak; "Mevcut AK Partihükümetinin Türkiye'nin gündeminioluşturan sorunları çözebileceğineinanıyor musunuz?" sorusu sorulmuş.
Evet diyenlerin oranı yüzde 48.7. Hayır yüzde 42.3. Kararsızların oranı ise yüzde 9.
Yüzde 42.3 hayır çıkması muhalefeti umutlandırabilir ama gerçek öyle değil. Öyle olmadığını ikinci soruda görüyoruz. Soru şu: "Muhalefetin Türkiye'ninsorunlarını çözebileceğini düşünüyormusunuz?"
İşte cevaplar; Evet yüzde 17.7. Hayır yüzde 68.5. Cevap yok: 13.8
Vahim bir tablo... Tabiİ burada dikkat çeken önemli nokta, sabah akşam "ülkebattı, bitti, dış politikada iflas ettik" siyaseti yapan CHP, İYİ Parti ve HDP'ye oy verenlerin kendi partilerine güvenmemeleri. CHP seçmeninin yüzde 45'i İP seçmeninin yüzde 58'i, HDP seçmeninin de yüzde 71'i kendi partilerinin Türkiye'nin sorunlarını çözeceğine inanmıyor.
Doğrusu bu siyasi zeminde muhalefetin ikide bir erken seçimi gündeme getirmesi suni gündem oluşturmaktan öteye geçmiyor. Bu gerçeği "Bugün bir milletvekiliseçimi olsa kime oy verirsiniz?" sorusuna verilen cevaplarda da görüyoruz.
Kararsızlar dağıtıldıktan sonra partilerin oy oranları şöyle: AK Parti 41.9, CHP 23.4, MHP:10.5, İYİ Parti: 9.3, HDP 10.7... Küçükpartiler arasında en vahimi ise CHP'ninbüyük umut bağladığı Deva ve GelecekPartileri. Biri yüzde 1'i zor buluyor, diğeride 0.6'yı geçemiyor.
Bu araştırmada CHP yönetimine karşı "Memleket Hareketi" başlatıp yollara düşen Muharrem İnce'yle ilgili şu soru da sorulmuş: "Muharrem İnce'ye oy verirmisiniz?" Bu soruya toplumun yüzde 7,6'sı olumlu cevap vermiş. Parti kurar mı bilemem ama araştırmalarda yüzde 1'lere ulaşamayanların parti kurduğu, öne çıkartıldığı bir ortamda bu oran hiç de küçümsenecek bir oran değil. İnce, en yüksek oyu da CHP ve İYİ Parti'den alıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.