CHP dahil bütün solun, hatta o solla flört eden sağcı İYİ Parti, Deva ve Gelecek Partisi'nin, AK Parti iktidarı karşısında nasıl bir nefret siyaseti izlediğinin, şiddeti bile görmezden geldiğinin en somut örneği Diyarbakır Anneleri'ne yaklaşımda ortaya çıkıyor.
Sabahtan akşama demokrasiden, yaşama hakkının kutsallığından söz eden bu partiler nedense dönüp "ölüme gönderilençocuklarımızıgeri verin" diyen Diyarbakır Anneleri'nin o muhteşem sivil direnişlerini görmüyor, görmek istemiyorlar.
Bu tablo bile başlı başına ürkütücü değil mi? Ülkede demokrasi istediğini, otoriterliğe karşı çıktığını söyleyen muhalefet, o ülkede "çocuklarımız ölmesin" diyen annelerin feryadını duymuyor.
Bu konu zaman zaman kamuoyunun gündemine geldiğinde muhalefete mensup bazı siyasi aktörler, "Tabi biz de gider, oannelerle görüşürüz" deseler de bir teki bile HDP Diyarbakır Merkezi önünde direnen o anneleri görmeye gitmedi. Bu gerçeği birkaç gün önce o anneleri ziyarete eden yazar Aytekin Yılmaz da dile getirdi. Yılmaz, yaklaşık 10 yıl PKK'dan cezaevinde yatan bir isim. Kamuoyunda daha çok PKK ve solun eğitim merkezine dönüştürdüğü cezaevlerini ve Öcalan'ı anlattığı "SonDiktatör" kitabıyla biliniyor. Yılmaz, Diyarbakır Anneleri'ne ilham veren "OnlarDaha Çocuktu" gibi PKK'yı içeriden anlatan çok sayıda kitabın da yazarı.
Yılmaz, birkaç gündür sosyal medyada Diyarbakır Anneleri'yle ilgili ve özellikle sol muhalefetin tavrını sorguluyor.
17 Eylül 2020'de Diyarbakır Anneleri'ni ziyaretinden sonra sol mahallenin duyarlı olacağını düşündüğü yazar ve şairleriyle ilgili şu tespiti yaptı: "Takip edebildiğim kadarıylasol mahalleden bir tek yazar, şairDiyarbakır Anneleri'ni ziyaret etmedi.Annelerin acılarını ayrıştıranlarayazıklar olsun."
Ertesi gün de şu notu düştü: "Dün burada, 'DiyarbakırAnneleri'ni sol mahalleden bir tekyazar, şair, sanatçı, ziyaret etmedi'diye yazdım. Bir tek kişi 'Hayır, benziyaret ettim, ya da ziyaret edeni duydum'diyemedi."
Hadi diyelim siyasetçilerin oy hesabı var, peki yazar ve şairler nasıl böyle duyarsız oldu? Yılmaz'ın bu soruya cevabı siyasiydi: "Sol mahalle dağdan annesine sağkavuşan Kürt çocuklarını sevmiyor,onlar yeterince savaşıp hükümeti deviremedikleriiçin çok öfkeliler. Bunlar içinde en iyisi dağda çatışmada öldürülmüşKürt! Diyarbakır'da çocuklarınasağ kavuşan annelerine öfkeleri buyüzdendir."
Bundan daha utanç verici bir şey olabilir mi? Anlaşılan son yıllarda sosyolojiyi de zehirleyen siyasi nefret, hayatlarını "insanı" anlatmaya adadığını söyleyen sol yazar ve şairleri de körleştirmiş ki hiçbiri o anneleri görmüyor. Sahi, korono konusunda bile tespitler yapan Zülfü Livaneli'nin, ya da şairliği geri plana itip tek tipçi siyasetçi Ataol Behramoğlu'nun acaba Diyarbakır Anneleri'yle ilgili söyleyecekleri sözleri yok mu?
İşin en vahim tarafı, sol cenahın siyasette estirdiği şiddeti makulleştirme ve tek tipçiliğe sağcı partilerin de katılması. Bildiğim kadarıyla CHP'nin "dostlarım" diye tanımladığı İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi de Diyarbakır Anneleri'ni ziyaret etmemiş.
Son sözü yine yazar Yılmaz'a bırakalım: "HDP'nin oyları tüm muhalefetiesir almış. PKK ve HDP'yi rahatsızedecek bir tek cümle kuramıyorlar.Diyarbakır Anneleri'ni ziyaretedememeleri, haklarında bir tek yazıyazamamaları da bu esir olmuşluklailgilidir."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.