İki Türkiye ve iki gündem var... Biri barajlardan, hastanelerden, elektrikli trenden, teknolojiden, dünyanın birçok ülkesine korono nedeniyle yapılan yardımlardan, Akdeniz ve Libya'daki siyasi hamleden söz ediyor, öteki tam tersi "ekonomi battı, hukuk bitti, itibarımız kalmadı, işsizlik nedeniyle bıçak kemiğe dayandı" gibi karanlık bir tablo çiziyor.
Peki, bu iki farklı gündeme halk nasıl bakıyor?
Birçok araştırma şirketi her ay Türkiye'nin nabzını tutan çalışma yapıyor. O çalışmalarda ay ay halkın gündeme ilişkin ne düşündüğünü görmek mümkün.
Önümde Optimar Araştırma'nınyaptığı Mayıs 2020 araştırması var. Türkiye genelinde 26 ilde 1750 kişiyle yapılan bir araştırma bu.
Önce şu genel tespiti aktaralım: Halkın yüzde 50.2'si Türkiye'nin en büyük sorunu olarak ekonomiyi görüyor. Korono ikinci, terör üçüncü sırada. Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün muhalefet partileri de bu tespitten yola çıkarak, sık sık ekonomiye vurgu yapıyorlar. Hatta işi "kriz tellallığına" kadar götüren siyasi aktörler bile var. Koroya en son eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı ve "Türkiye iyi yönetilmiyor" mesajı verdi.
Peki, başta ekonomi olmak üzere bütün bu sorunları kim çözer?
Başında Hilmi Daşdemir'in olduğu Optimar Araştırma'ya göre; toplumun yüzde 50.5'i AK Parti çözer diyor.
Peki muhalefet çözer diyen var mı?
İkinci sırada ana muhalefet partisi CHP var ama halkın sadece yüzde 23.3'ü sorunları CHP çözer diyor. Aradaki fark çok büyük. En ilginci ise "ekonomi" alanındaki geçmişiyle övünen ve siyaset sahnesine sadece o nedenle çıkan Ali Babacan'a verilen oyun yüzde 1.5 olması.
Optimar'ın bu ayki araştırmasında siyasi aktörlere ilişkin toplumun kanaatleri de sorulmuş... Olumlu-olumsuz ve kararsız gibi üç seçenek var. Aralarında BeratAlbayrak, Doğu Perinçek, Ali Babacan, Mansur Yavaş, Yavuz Ağıralioğlu ve Selahattin Demirtaş'ın da yer aldığı 21 siyasi aktör oylanıyor.
Bu veriler, içinden geçtiğimiz sürece ışık tutması açısından bir hayli ilginç. Bir siyasi aktöre toplumun her kesiminin olumlu bakması elbette mümkün değil ama olumsuzluk oranının çok yüksek olması gelecek açısından bir işaret. Bu açıdan 21 kişi arasında durumu tersine çeviren sadece üç isim var; Başkan Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca... Üçüne de olumlu bakanların oranı olumsuzlardan fazla...
Muhalefet cephesinde ise en "olumlu"bakılan isim, Kılıçdaroğlu ve Ekremİmamoğlu'nu geride bırakan MansurYavaş...
Şimdi gelelim bugün seçim olsa kime oy verirsiniz sorusuna... AK Parti yüzde 41.45, CHP yüzde 22.9, MHP yüzde 10.1, HDP yüzde 10.5, İP yüzde 8.5, SP yüzde 0.6, GelecekPartisi yüzde 1.3, Deva Partisi yüzde 1.3, Hüda Par yüzde 0.3, Vatan Partisi yüzde 0.15...
Rakamlar ortada, "sorunları hangiparti çözer?" veya "hangi partiye oyverirsiniz?" sorusuna da uzun zamandırverilen cevap değişmiyor. Bu zemindemuhalefetin erken seçim istemesinin gündemimeşgul etmek dışında bir mantığı yok.
Son bir tespiti de sosyal medya ile ilgili yapalım. Dün Başkan Erdoğan, torunu Hamza Salih'in doğumu sonrası yapılan aşağılık saldırıları kınarken sosyal medyayla ilgili bir çağrı yaptı: "Yalanın, iftiranın kişilik haklarınasaldırının alıp başını gittiği bu mecralarınbir düzene sokulması şarttır."
Halk, sosyal medyada nefret suçununişlenmesine ve Türkiye aleyhtarlığı yapılmasınakarşı önlem alınmasını istiyor. "İzinverilmemeli, yaptırım uygulanmalı"diyenlerin oranı yüzde 54.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.