Sanıyorum dünyada başta ABD olmak üzere küresel güçlerin açık destek verdiği terör örgütleri sadece Türkiye'de var. Terörle başı dertte olan başka ülkeler de var ama böylesi hiç görülmedi.
İster FETÖ veya PKK'ya ister DEAŞ ve DHKP-C'ye bakın hepsinin arkasında ya ABD var ya da bir Avrupa ülkesi. Bu yüzden de örneğin PKK'yla 40 yıla ulaşan mücadele bir türlü sonlanmadı. Ya devreye bir zamanlar Güneydoğu'da konuşlanan Çekiç Güç girdi ya da açık açık ABD, İsrail veya Almanya'nın siyasi ve silah ambargoları sokuldu.
Bu yüzden teröre karşı yürütülen her mücadele yarım kaldı. Ve daha vahimi, atılan demokratik hiçbir adım PKK'nın terör ve şiddeti kullanmaktan vazgeçmesine yol açmadı. Riske girilip başlatılan açılım ve çözüm süreçleri de bilerek heba edildi. Halkın "Türkiyelileşme" umuduyla verdiği yüzde 13 oy bile işe yaramadı.
Çünkü işin arkasında, FETÖ ve PKK'yı doğuran ve "Soğuk Savaş" dönemine uzanan emperyalist hesaplar vardı. Tarlalar sürülmüş, sağcısı solcusu veya İslamcısı kapsama alanına alınmıştı. Onların legal uzantıları veya destek verenleri de aynı durumdaydı.
Alın HDP yönetimini... PKK-ABD ilişkisi ayyuka çıktığı halde tek kelime etmedi, edemedi. Bu gerçeği HDP ile gizli ittifak yapan CHP ve İP de görmezden geldi. Birileri komplo teorisi diyebilir ama gerçek şu ki, küresel mahfillerde yazılan bölgesel senaryolar adım adım hep hayata geçirildi. O senaryoların oyuncuları ise hiç değişmedi. Son günlerde gündem olan Selahattin Demirtaş'ın PKKyöneticisi kardeşi Nurettin Demirtaş da o oyunculardan biri.
Yazdıkları bugüne ilişkin ipucu veriyor. Sık sık "Türk faşizmi" diyerek Türkiye'yi suçlayan Nurettin Demirtaş, 2019'un sonlarından bugüne yazdığı her yazıda sürekli "içsavaş" çıkacağından ve "darbe" olacağından söz ediyor: "Direniş ve dayanışma birçok devletibile Türk faşizmi karşısında adımatmaya zorlamıştır. Kürt soykırımındaısrar eden bir Türkiye'yi darbe, ayaklanmaveya savaş dışında bir gelecekbeklemiyor. Bunca zulüm ve baskıdansonra Türkiye iç ayaklanmanın eşiğindedir,sadece bir kıvılcım beklemektedir."
Ne kadar da CHP'li Kaftancıoğlu'nun"darbe" tehdidine benziyor. Solcu Demirtaş'ınözlemi sadece iç ayaklanma ve darbe değil,özlemi arasında FETÖ'yü kurtarmak da var.
Bakın 3 Ocak 2020'de Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" yaklaşımını bile geride bırakan bir bakış açısıyla FETÖ'yü nasıl aklıyor: "Müslümanları nasıl tasfiye edeceklerdi? Bir adet 'terör örgütü' icat ettilerve adına FETÖ dediler. Sadece cemaatideğil AK Parti'ye biat etmeyen tümMüslümanları ve demokratları tasfiyeetmenin kumpasını bu şekilde kurdular. Adına iktidar kavgası diyenler oldu. İşin uluslararası boyutu, küresel sermayeylealakası vs. buradaki konumuzdeğil. Cemaate FETÖ denilemez."
200'ü aşkın insanımızı katleden, Meclis'ive bu ülkenin önemli kurumlarını bombalayan,sokakları kan gölüne çeviren FETÖ'yüterör örgütü değil "cemaat" diye niteleyenPKK'lı bir yönetici bu. Bu ittifaktan da öte birdurum.
Allah'tan bu kirli ortaklığı 15 Temmuz direnişi tüm çıplaklığıyla ortaya çıkardı. O günden sonra da Türkiye'nin teröre karşı mücadele konsepti değişti ve Türkiye prangalarındankurtularak ilk kez kendi gücüyle bu mücadeleyi yürütmeye başladı.
Bu yüzden de bugün yürütülen mücadeleyi geçmiştekilerle karıştıranlar yanılıyor. Irak'tan Libya'ya uzanan hatta artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.