Muhalefetin dayanılmaz çelişkisi
Korona günlerinde muhalefetin gündemine bakın; ya CHP'li siyasi aktörlerin "darbe" imalı sert söylemleri ya İP'in HDP'yle gizli ittifakı ya da yeni kurulan partiler dahil muhalefet cephesinin, iktidarı korana ve ekonomi konusunda "başarısız" ilan eden yaklaşımları tartışılıyor.
Sonra da dönüp şöyle diyorlar:
"İktidar ekonomiyi, işsizliği tartışmamak için gündemi değiştiriyor"
"Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali bir durumla karşı karşıyayız... Muhalefet cephesi "Yüzde 50'yi temsil ediyoruz" deseler de gündemleri toplumun ancak yüzde 3'ü veya 5'inin gündeminden öteye geçmiyor.
Bu yüzden 18 yıl sonra bile muhalefet iktidar umudu veremiyor ve tek başlarına hiçbiri iktidarın yarısı kadar bile oy alamıyor.
Bu gerçeği, yapılan her kamuoyu araştırmasında görmek mümkün. Elimde en son Genar'ın 28 Nisan-3 Mayıs tarihleri arasında 81 ilde 3 bin kişiyle yaptığı araştırma var.
İşte muhalefetin Türkiye'yi nasıl boş gündemlerle meşgul ettiğinin çarpıcı örnekleri:
Toplumun en önemli gündem maddesi yüzde 68.6 ile korona... İşsizlik ise yüzde 7.5... Darbe ve ittifak tartışmalarıyla suni gündem oluşturan muhalefet "Ekonomi battı" diyor ama toplumu inandıramıyor.
Aynı şey koronaya karşı mücadelede de görülüyor. Toplum, hükümetin koronaya karşı mücadelesini yüzde 75.7 oranında başarılı buluyor ve sağlık sistemine de yüzde 76.7 oranında güveniyor. Sadece CHP değil, yeni ve eski muhalefet partileri ise tam tersi düşüncede...
Önemli ölçülerden biri de korona günlerinde CHP ve Türk Tabipleri Birliği'nin hükümetin açıkladığı hasta verilerini "yalan" ilan etmeleri. Bu iki kurum ve medyası günlerce rakamların yalan olduğunu söyleyerek ciddi bir algı operasyonu yürüttü. Ama tutmadı ki, bakın halk ne diyor?
Halkın yüzde 69.2'si açıklanan rakamları güvenilir buluyor.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri üzerinden yürütülen ve çok tartışılan yardım kampanyasında da durum farklı değil. Halkın yüzde 67.4'ü Başkan Erdoğan'ın başlattığı "Biz bize yeteriz" kampanyasına destek veriyor.
Muhalefetin tezi burada da çöküyor. Böyle olduğu için de bugün seçim olsa sorusunun cevabı değişmiyor. İlk iki parti de pozisyonunu koruyor; AK Parti yüzde 45.4, CHP yüzde 23.5. Makas hala yüzde 20 civarında.
Son üç partinin aldığı oyla tartışılma oranları da ibretlik. Saadet Partisi yüzde 0.7, Deva yüzde 0.6, Gelecek yüzde 0.5. Üçünün toplamı bile yüzde 2'yi bulmuyor ama bilinçli bir biçimde onlar tartışma gündeminden indirilmiyor. Bu suni gündem değil de nedir?
Araştırmayı yöneten Genar Başkanı İhsan Aktaş bu paradoksu şöyle yorumluyor:
"Bütün dünyayı temelinden sarsan ve çaresiz bırakan pandemi sürecinin iyi yönetilmesi vatandaş düzeyinde olumlu etki yarattı. Sağlık Bakanlığı'nın titiz ve dikkatli çalışması, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın KOBİ'lere yaptığı mali destek, 4 milyon haneye yapılan doğrudan yardımlar ve İçişleri Bakanlığı'nın süreçte iyi sınav vermesi, AK Parti'nin krizleri iyi yönettiğini ve üstünlüğünü ortaya koyuyor. Buna karşılık siyasi polemik zeminine dönülünce CHP daha etkili oluyor."
Bu da CHP'li siyasi aktörlerin neden darbe meselesini öne çıkartıp bürokrasiyi tehdit ettiğini açıklamaya yetiyor. Siyaset üretemeyince boş da olsa polemik yapmak hiç yoktan iyidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)