Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'yi öyle bir noktaya getirdi ki, sadece Ulusalcılar- Kemalistler değil milliyetçiler ve sosyal demokratlar da şaşkın durumda.
Hiçbirinin sahiplenemediği yeni bir CHP var... O CHP'nin kendisini nasıl tarif ettiği de belli değil. Bir bakıyorsunuz, Kılıçdaroğlu, Ege adaları işgal altında diye milliyetçi bir çıkış yapıyor, bir bakıyorsunuz HDP üzerindeki PKK korumasını görmezden gelip, "Avrupa Konseyi'nin Özerklik Şartı'nı imzalayacağını söylüyor.
Farklı siyasi alanlar da uçlara savrulan bir CHP var.
İlginçtir CHP gibi köklü bir parti, birbirine ters siyasi söylemler rahatlıkla söyleniyor ama kimse de rahatsızlık duymuyor. Daha doğrusu üzerinde düşünen yok. Dün karşı çıktıklarının bugün savunulması, dün göklere çıkardıklarının bugün tu kaka edilmesi hiç şaşırtıcı değil. Tam Post Truth siyaset diyeceğim ama önceki gün Genel Başkanı Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün medyada yer alan Ege adalarıyla ilgili açıklamaları, "Post-Truth" (Büyük yalanların içine gerçekleri de sıkıştırmak) siyaseti bile geride bıraktı.
Anlayacağınız CHP milli duruşla ilgili kritik bir noktada. Bunu S-400'de gördük ama bu kez Çeviköz, Ege adaları gibi partisinin "hassaslaştırdığı" bir konuda şaşırtıcı bir çıkış yapıyor.
Ege adaları konusunda CHP milletvekillerine gönderdiği bilgi notunda şöyle diyor: "Bu konuda soru önergesi vermemiziktidarı sıkıştırmaktan çok, bizi zordurumda bırakabilecek bir durum oluşturmaktadır"
Allah, Allah, Yunan adalarıyla ilgili bir soruönergesi neden CHP'lileri zor durumda bıraksınki...
Herhalde bir bildiği var, devam edelim: "Ege'de sayıları tartışmalı ada-adacıkkayaparçaları üzerindeki aidiyet tartışmalarınınYunanistan ile değil de ülkeiçinde ve siyasi partiler arasında üstelikde basın aracılığıyla yürütülmekte olmasıhoş değildir."
Buradan işi iktidarın Lozan'ı tartışmayaaçmasına getiriyor ve sözü Mustafa KemalAtatürk ve İsmet İnönü'yü küçük düşürmeyebağlayarak ağzındaki baklayı çıkarıyordu:
Ege adalarıyla ilgili olarak "işgal" yerine gerekli görülüyorsa "adaların silahsızlandırılması" yaklaşımı gösterilmeli...
Okuyunca şaşırdım, çünkü 2017'den beri adaların "işgal" altında olduğunu en çok söyleyen kişi bizzat CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'ydu. Hatta Başkan Erdoğan, Yunanistan'ı ziyaret ettiğinde aynen şöyle diyordu: "Neden Yunan işgali altındaki 18adayla ilgili soru sormuyorsun?"
Çok uzakta değil, yılın başında 9 Ocak2020'de katıldığı bir televizyon programındaadeta meydan okuyordu: "Bize ait olan adalar işgal altında,nerede bu milli kahraman, nerede budünya lideri?"
Düşünsenize CHP Genel Başkanı bunlarısöylüyor, dışişlerinden sorumlu yardımcısı"işgal" demeyin diyor. Ortada garip bir durumvar. Ama CHP eski Genel Başkan YardımcısıYılmaz Ateş, durumun gariplikle açıklanamayacağınıbelirtiyor ve vahim bir duruma işaret ediyor: "Çeviköz'ün gönderdiği ve 'not' diyenitelendirilen metin 15 sayfadan oluşmaktadır. Yunanistan taleplerinin haklılığıbir doktora tezi titizliğinde işlenmiştir. Milletvekillerinin bunu kabul etmelerini,açıklama yapmamalarını ve soru önergesivermemelerini istemektedir. Bu konu Türkiye'nin en önemli dışsorunlarının başında gelmektedir. CHPprogramında da yer almıştır. Buna rağmenÇeviköz, hangi yetkisine dayanarakbu politika değişikliğine gitmiştir veyabu notu kendisine kim hazırlatmıştır? Bunları açıklamak durumundadır. Çünkühiç bir görevli parti programında olan birkonuda böyle bir değişiklik yapamaz; birbaşka ülkenin avukatlığına soyunamaz?"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.