Önce CHP Grup Başkanvekili ÖzgürÖzel'in darbeyi çağrıştıran, bürokrasiyeseslenen şu sözlerini duyduk: "Saray rejiminin, saray düzenininsonu geliyor. O son bu Atatürk'ünkemiklerini sızlatacak bütün bu atamaları... Bütün buliyakatsizliklerinde sonunu getirecek. Herkesşunu bilsin görevinidevlet memurugibi yapan devletmemurları... Hangi ülkeye hizmetettiğini bilençok değerli bürokratlarhiç korkmasınlar."
Sıradan darbeci birasker bile daha iyi cümlelerkurardı. CHP'ninİstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğluonu bile aratan çok daha kötü cümlelerlebakın ne diyor: "Bir kişinin aklıyla iş yapmalarıiktidarı hiç iyi bir yere götürmüyor. Bu da önümüzdeki süreçte bir erkenseçimle veya başka bir şekilde..."
Ortada bir erken seçim ihtimali bile yokkenbiri, "saray düzeninin sonu geliyor"diyor öteki çok daha açık bir biçimdedarbeyi hatırlatan bir cümle kuruyor. Peki, kim bunlar? Yeni CHP'nin yöneticileri. Doğrusu hiç şaşırtıcı değil. Çünkü iki siyasi aktörü de yetiştiren CHP ve sol gelenek içinde her zaman güçlü bir "darbeci" kanat vardı ve bir hayli de etkiliydi.
Bunun en tipik örneği 12 Mart'tı. O günleri ünlü felsefecimiz Teoman Duralı"Öyle geçer ki zaman" kitabında şöyle anlatıyor: "12 Mart sabahı darbe yapıldığındasolcularımız bayram etti,şıkır şıkır oynadılar. Çetin Altan'ın,İlhan Selçuk'un yazılarını hatırlıyorum. 'Nihayet oldu, ordumuztekrar Atatürkçü çizgisine girdi. Emperyalizmi alt edeceğiz' falan. Sonra bir bakıyoruz, Amerika'nıntasarladığı bir darbeymiş meğer. Solcuların hepsi içeriye atılır."
Aslında 60'tan 27 Nisan e-muhtırayahatta 15 Temmuz'a kadar hepsi için aynışey söylenebilir, CHP ve solun bir kısmızarar gördüğü halde o darbelere destekverdi, arkasında durdu. Ve ne yazıkki CHP ve sol bu darbeci zihniyettenkopamadı. Koparmak isteyenlere de siyasetyapma hakkı verilmedi.
Elbette bunu besleyen iç ve dış güç odakları da vardı. En önemli de ABD'ydi. Halen de ABD, FETÖ ve NATO aracılığıyla hem CHP'yi hem de belli kesimleri kontrol altında tutuyor.
Geçmişte içeride de ciddi güç odakları vardı; ordu, Anayasa Mahkemesi, bazı yargı organları ve bürokrasi CHP'nin arka bahçesi gibiydi. CHP, bu güç odakları ve solun bir kesimiyle birlikte -şimdi buna eski merkez sağın bir kesimi de katıldı- darbe seçeneğinehep sıcak baktı ve ışık gördüğündede alkışladı.
Son yıllarda AK Parti'nin vesayeti geriletmesiyle birlikte özellikle de 15 Temmuz'dan sonra böyle bir siyasi zemin kalmadı. Darbeci CHP ve sol, artık eskisi gibi başta ordu olmak üzere kurumlardan destek alamıyor. .
Bu gerçeği CHP ve sol içindeki demokrat ve sivil kesim de görüyor ve bu nedenle o darbeci hattan ayrılmak istiyor. Ancak hala parti içinde etkin olan darbeciler ve FETÖ'cüler CHP'nin "darbeci hattan" çıkmasını istemiyor. Bürokrasiyi diri tutmaları, "başka bir şekilde" diyerek darbeyle korku yaymaları bunun için. ÖzgürÖzel ve Kaftancıoğlu bu darbeci kanadın beklentisini seslendiriyor. Öyle olmasa, yerel seçimlerde başarıyı yakalamış bir parti adına "darbe lafını" ağızlarına alırlar mı? Bunu da sinsice AK Parti'nin koronayla mücadelede gösterdiği başarıyı gölgeleyerek yapıyorlar ki, sosyal medyadaki "şizofreniksosyoloji" uyanmasın.
Darbeciler, her zaman Türkiye'nin başarısından, demokrasiyle buluşmasından ve normalleşmesinden rahatsız oldu, olmaya da devam ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.