Flynn, “Türkiye ajanı” diye yargılandı, ya FETÖ?
ABD Başkanı Trump'ın sağ kolu General Mike Flynn'ın yargılandığı davada Bijan Kian ve Türk işadamı Ekim Alptekin de yargılanıyordu. O davada General Flynn ifade vermemesine rağmen "Yüce ABD yargısının" hukukçu olmayan "bağımsız" jüri üyeleri Bijan Kian'ı "Türkiye Cumhuriyeti adına Fetullah Gülen'e karşı komplo kurmaktan ve Yabancı Ajan Kayıt Kanunu'nu (FARA) ihlal etmekten" suçlu buldu.
Ancak hakim "vicdanım el vermiyor" dedi ve ABD sisteminde kutsal bilinen jüri kararını "delil yetersizliği" sebebiyle geçersiz kıldı ve Bijan Kian beraat etti. Ekim Alptekin ise mahkemeye gitmediği için yargılanamadı. Hakkında savcılık tarafından 35 yıllık ceza istemi devam ediyor.
Bu arada hakkında ceza davası açılan kişilerin yüzde 96 oranında suçunu "itiraf ettiği" bir ülkede, savcının delil yetersizliği gibi bir konuyu irdelememesi olağan ama umarım Ekim Alptekin baskıya boyun eğip aklanmak üzere Amerika'ya gitmeye kalkmaz, yoksa Richard Phillips filminin Türkçe versiyonunu çekmek zorunda kalabiliriz.
Şimdi gelelim dün sorduğumuz; "Flynn ne yaptı da FETÖ'yü koruyan ABD Müesses nizamının hışmına uğradı?" sorunun cevabına,
ABD seçimlerini yakından izleyenler bilir, General Flynn, Trump'ın seçildiği 8 Kasım 2016 günü, Fetullah Gülen'i terörist ilan eden ve Bin Ladin'e benzeten bir yazı yazmış ve şimşekleri üzerine çekmişti. Seçimleri Trump kazanmasına rağmen, savcılık ve "bağımsız ABD basını"nın hışmına uğramaktan da kurtulamamış ve Türkiye ajanı-vatan haini ilan etmişti.
O gün Flynn'ı "Türkiye ajanı" ilan eden "bağımsız ABD basını", bugün de farklı bir şey yapmıyor. Bakın en itibarlı üyesi NBC News, Türkiye'de darbe yapan Gülen'e "Ramazan'ın anlamı" başlıklı bir yazı yazdırıyor. Hem de mesaj verircesine 24 Nisan'da.
Peki, kim bu tarafsız ve bağımsız medyanın sahibi?
Darbeci Gülen'e "din adamı" payesi vererek propagandasını yapan NBC'nin sahibi Comcast şirketinin patronu Brian Roberts... Roberts, Demokrat Parti üyesi ve Hillary Clinton'ın kampanyasına bağışlarıyla tanınıyor.
İlginçtir. Türkiye'ye yönelik bütün bu tezgahların tutmayacağını gösteren gelişme de yine aynı gün, 24 Nisan'da yaşandı. O gün ülkenin en üst düzeyinde çok etkili görevler üstlenmiş olan General Flynn mahkemeye verdiği dilekçede adeta isyan ederek şöyle diyordu:
"Yalan söylemem için baskı kuruldu, oğlumu yargılamak ile tehdit ettiler ve yoğun baskı altında istedikleri ifadeyi verdim... İfademi geri çekmek istiyorum."
Ömrünün 46 yılını demir parmaklıklar arkasında geçiren ve bugün suçsuzluğu anlaşılan Richard Phillips'in hikayesini okuduktan sonra generalin isyanına anlayış göstermemek ve de sözde bağımsız basının Gülen propagandasına tahammül edebilmek mümkün değil.
Not: Türkiye'deki basın ve yargı bağımsızlığı konusunda çok endişeli olan arkadaşlar merak etmesin. Phillips'in hikayesini "çok bağımsız" ABD basın ailesinin necip üyesi CNN'de yer aldığı şekliyle aktardım. Sizce de Trump, CNN'e Clinton News Network demekte haksız mı?
***
Merkez Bankası'nı bu adam mı yönetti?
Muhalefet, korona salgınına karşı hükümetin izlediği siyasete katılmayıp eleştirebilir daha iyisini isteyebilir. Buna kimse itiraz etmez. Ancak eleştireceğim diye de pespaye bir duruma düşülmemesi gerekiyor.
Pespayelik konusunda CHP'li Özgür Özel ve Engin Özkoç'un eline kimse su dökemez. Ancak son günlerde gündem olan İsveç'ten ambulans uçakla getirtilen hastayla ilgili İP'in Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz'ın, attığı tweet pespayelikte onları bile geride bıraktı.
Bu kişi bir sosyal medya trolü değil, bir partinin genel başkan yardımcısı. Alt alta sıraladığı yalanların hiçbiri doğru çıkmadı. Daha vahimi, bu adam bu ülkenin Merkez Bankası'nı yönetti. Yönetirken de eşinin başörtülü olması, kapı önüne bırakılan ayakkabılar nedeniyle nasıl aşağılandığını, saldırıya uğradığını herkes biliyor. Ama o unutmuş ki, o gün onu savunanlara, bugün kendisine saldıranlarla birlikte ölçüsüz ve izansız "yalanlarla" saldırıyor.
İşin insani yanı elbette can acıtıyor ama siyasi yanı da bir o kadar vahim...
Düşünün AK Parti bu tür adamlarla iş yapmaya, ülkeyi yönetmeye çalıştı. O adamın bugün neden IMF diye ısrar ettiği ve AK Parti'nin de neden iktidardayken "muktedir" olmadığı daha iyi anlaşılıyor.
Baksanıza ülkenin en önemli finans kurumunu yöneten bu adam, açık açık yalan söylüyor ve geri adım atmıyor. Üstelik o yalanları bizzat Bakan Fahrettin Koca yalanlamasına rağmen...
Liyakat önemli ama vicdan sahibi insan olmak çok daha önemli...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)