Siyasi kulisler de sokaktaki insan da son günlerde üst üste gelen darbe söylentilerini ve ona paralel siyasi çıkışların nedenini merak ediyor.
Nasıl etmesin ki, sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıdaki tüm Erdoğan karşıtları birden harekete geçti.
Şu tabloya bakın... ABD derin aklının düşünce kuruluşu Rand Corporation "Orduiçinde orta kademeaskerler rahatsız" diyerek darbe ihtimalini ortaya attı.
Onu eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, "Siyasi ayak araştırılmalı" sözünü bahane ederek Meclis'i ve AK Parti'yi suçlayan çıkışı izledi.
CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu ise işi zıvanadan çıkartarak"FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan" diyerekgerilimi en üst noktaya taşıdı.
Hatta bununla da yetinmedi, adeta keyif alırcasına gülümseyerek, Türkiye'nin İdlip'deki durumuyla ilgili şu dehşet sözleri söyledi: "Şimdi İdlib'de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar olmuyor, sola dönüyorlarolmuyor. Hâlâ asacağız, keseceğizdiyorlar"
Zamanlama manidar
Tablonun tek eksiği "siyasi kararsızlığı"ile tanıdığımız eski CumhurbaşkanıAbdullah Gül'dü. İlginçtir bugüne kadarnet konuşmayan, sorulan sorulara kaçamakcevaplar veren Gül, ilk kez sahneye çıkıpyüksek sesle konuştu. Peki, ne oldu, 2014yılına kadar Cumhurbaşkanı koltuğunda oturanGül, sahneye çıkıp, "Suriye meselesindeyanlışlar yapıldı, S-400 yanlıştı,Türkiye yalnızlaştı" gibi Kılıçdaroğlu'nuaratmayan açıklamalar yaptı. İnsan düşünmedenedemiyor; Acaba birileri sinyal miverdi?
Zamanlamaya bakar mısınız? Türkiye, İdlip'de ve Libya'da Rusya, İsrail, ABD ve bazı AB ülkelerinin kumpasıyla karşı karşıyayken, içeriden birileri çıkıp sevinç çığlıkları atıyor, birileri de çıkıp eski defterleri açıyor.
Zamanlama ekonomi açısından da manidar. Çünkü bütün kuşatmalara, kriz tellallarına rağmen ekonomide "iyileşme" işaretleri birilerinin uykusunu kaçırabilirdi. Daha önemlisi, Çin'in sarsılması, AB ülkelerinin resesyona girme ihtimali Türkiye ekonomisinin şansını artırır ve bütün hesapları bozardı. Anlayacağınız dışarıdakilerle içeridekilerin telaşı boşuna değil.
Bir adım sonra erken seçim
Bugün ortaya çıkıp, ülkenin yaşadığı küreselkuşatmaları, siyasi gel gitleri, ekonomiksıkıntıları kendi siyasi gelecekleri uğruna derinleştirmekisteyenler, bir süre sonra "erkenseçim" diye bağırırlarsa hiç şaşırmayın.
Son iki gündür Ankara'nın bu süreci nasıl izlediğini gözlemlemeye çalışıyorum. Siyasilerle de askerlerle de konuştum. Doğrusu Ankara olup bitenlerin farkında... Kimin neden konuştuğunu, karın ağrılarını, hatta futbolu bile kaos planları için kullanacaklarını iyi biliyor.
Onlara en net cevabı, hedefe koydukları isim Başkan Erdoğan, Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı kuşatmalara dikkat çekerek veriyordu: "Gezi'den Suriye'ye kadar uzananbu saldırı zincirinin hedefi, doğrudanTürkiye Cumhuriyeti devletininbütünlüğü, Türk milletinin birliği, beraberliği,kardeşliğiydi. Milletimiz müsteriholsun. (...) Türkiye, İdlib konusundakendi harekat planlarını uygulamaküzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konudada 'Bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz. İdlib Harekatı, bir an meselesidir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığınıhâlâ anlamamış olan rejime ve onucesaretlendirenlere İdlib'i bırakmayacağız." Not: Seyahat nedeniyle birkaç günyokum. Haftaya görüşmek dileğiyle...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.