CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'yla İlker Başbuğ'ınrotasını değiştirdiği "FETÖ'nünsiyasi ayağı" tartışması kaçınılmaz bir sonadoğru gidiyor. O sonda da Başbuğ'dan dahaçok, siyasetin rotasını değiştiren ve CHP'ningenetiğini bozanKılıçdaroğlu var.
Çünkü onun siyaset sahnesine çıkışıyla Türkiye'ye yönelik küresel operasyonların devreye girişi arasında bir paralellik var. İlginçtir; son 10 yılda Kılıçdaroğlu CHP'de, küresel güçler de Türkiye'de sürekli operasyon yaptı. Onca seçim kaybetmesine rağmen CHP'de hep büyüdü. Yerel seçimlerdeki tek başarısıyla da sadece partinin değil, muhalefetin de tek hakimi oldu.
Oysa gerçeği herkes biliyor, o, FETÖ'nün ilk önemli siyasi atağı ve Türkiye'ye kurulan küresel tuzağın ilk hamlesi "kasetkomplosu"yla CHP'nin başına geldi.
Bu siyasi tarihimizde örneği olmayan ve açıkça küresel güçlerce düzenlenmiş kirli bir operasyondu. MHP operasyonu (başaramadılar) da öyleydi ama CHP operasyonu, solla ilişki ve daha geniş bir sosyolojiyi "hipnoz" etme açısından önemliydi. Onu başardılar ve ne yazık ki, bunu ne CHP'nin tecrübeli aktörleri gördü, ne de bu ülkenin medyası ve aydınları. Hatta medyanın büyük bir kısmı, operasyonu unutup uyduruk "Gandi" derdine düştü. Özeleştiri yaparlar mı bilemem ama şu gerçeği bir kez daha hatırlatalım.
O günlerde bu kaset komplosunun iki yıl önceden planlandığını bizzat Baykal ve Kılıçdaroğlu biliyordu. Bunu da sıradan biri değil o günlerde CHP'nin genel başkan yardımcısı eski büyükelçi OnurÖymen söylüyor. Ben de yazdım, 2008'de İsveç'teki Silkroad Enstitüsü, Türkiye'deki siyasi gidişatla ilgili bir rapor hazırlamış ve raporda Baykal'ın gitmesi, yerine de Kılıçdaroğlu'nun gelmesi gerektiğini yazmıştı. Öymen o günleri şöyle anlatıyor: "Bu raporları hem Deniz Baykalhem de Kemal Kılıçdaroğlu'na okuttum. Sivil toplum kuruluşunun hazırladığıbir rapor diye bir değer vermediler. Kemal Bey, 'Aaaa öyle mi?' diyetepki gösterdi."
Bundan daha net siyasi ayak olurmu? Kaset operasyonuyla Baykal gitti,Kılıçdaroğlu geldi. Neden geldiğini de yineÖymen anlatıyor: "Amerika rahatsız olunca muhalefetideğiştirmeye karar verdiler. ABDiki şey gördü. Hükümet her istediğiniyapmayacak. Onun için hükümetetepki göstermeye başladılar. DoğrudanCumhurbaşkanı ve hükümete yönelikyazılar yazıldı. İkincisi de muhalefet. Çünkü muhalefet bütün bu konulardaTürkiye'nin çıkarlarını savundu. Biranlamda bunlara tepki göstererek iktidarında kendileriyle birlikte hareketetmesini sağlamış oldular. Amerika'dabu defa da farklı yazılar yazılmaya başlandı. 'Erdoğan gitsin AK Parti kalsın'şeklinde. Her istediklerini yaptıramadıklarıiçin Erdoğan'dan rahatsız oldular. Olay böyle olunca da muhalefettenbaşladılar."
Tablo ortada. Wikileaks belgelerindeABD Büyükelçisinin söyledikleri insanıdehşete düşürüyor: "Bütün kötülüklerinsebebi Deniz Baykal'dır. Onuniçin Baykal gönderilmelidir. Yerine demakul biri getirilmelidir"
CHP bu siyasi yükü ne kadar taşır bilememama koca CHP'de kendisini Kemalistolarak niteleyen ve dışlanmış Onur Öymen,Kemal Anadol, Yılmaz Ateş gibi birkaçisim dışında Baykal dahil kimse bu konuyutartışmak ya da duymak istemiyor. Hipnotizeolmak herhalde böyle bir şey... Ama şu noktayada gelindi; FETÖ'nün siyasi ayak izinintam üzerindeyiz. O iz derinleştikçe siyasi siluetde netleşecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.