CHP’nin müteahhit adayı ve “nitelikli dolandırıcılık”
13.06.2019, Perşembe
CHP, son yıllarda AK Parti iktidarını ve yerel yönetimleri ısrarla "müteahhitlere" yol vermekle suçladı. Hatta bir adım ileri giderek başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin müteahhitlerce beton yığınına çevrildiğini söyledi. Rant ekonomisinden şikayet etti. Son dönemlerde bu gerçeği büyük oranda AK Partililer de kabul etti.
Ancak CHP şimdi bunun tam tersi bir yolda. O çok şikayet ettiği betonlaşma sürecinin önde gelen isimlerinden biri olan Ekremİmamoğlu'nu getirip İstanbul Büyükşehir başkan adayı yaptı.
Ama sorun sadece bu değil, müteahhitEkrem ve propaganda ekibi hatta siyasi partisi CHP yönetimi bu müteahhit tercihine bir de "yalanı" bir siyaset aracı olarak kullanmayı ekledi.
Önceki akşam NTV televizyonunda İmamoğlu canlı yayın konuğuydu. O programda İmamoğlu, Sabah Ankara Temsilcisi deneyimli gazeteci OkanMüderrisoğlu'nun sorularına bırakın samimi ve tatmin edici cevaplar vermeyi tam tersi "yalan" cevaplar verdi. Biri bizzat mesleği müteahhitlikle ilgiliydi.
Yani İmamoğlu ve babası Hasanİmamoğlu, Beylikdüzü'nde yaptıkları"Beykonakları Projesi"nde kamuyaait malı "işgal" etmek ve hak sahiplerini de"dolandırmak" iddiasıyla yargılandıkları gerçeğinikabullenmek yerine, geçiştirmekle yetindi. Rakamlar da çarpıcı... Değeri 20 milyon TL olan kamuya ait 3 bin metrekarelik yeşil alan usulsüz bir biçimde projeye dahil edilip villa yapmışlardı.
Ortada ciddi bir suçlama vardı ve davanın açıldığı tarih 2013, Yargıtay'ın davanın yeniden görülmesini istediği tarih ise 2018'di. Yani hala baba-oğul İmamoğulları "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla yargılanıyorlardı.
İmamoğlu'nun bu yargılamaya verdiği cevaba bakın; "5 yıllık belediye başkanlığıdönemimde hiçbir davam yok. Bahsettiğiniz konu 2003 yılına ait işhayatımla ilgili bir davadır"
Olay doğru mu, değil mi buna bir cevapyok. İstanbul'un ve tüm şehirlerimizin temelsorunu tam bu müteahhit aklına sahip insanlarcayönetilmesiydi. İstanbul bu zihniyetesahip birine teslim edilir mi?
Küçük bir ilçede 3 bin metrekarelik kamu arsasına el koyan bir müteahhit aklı, koca İstanbul'da neler yapmaz ki... O müteahhit aklıyla siyaset mühendisliği buluşunca ortalık siyasi yalanlardan geçilmez oldu.
O yalanlardan Beylikdüzü'den onlarca örnek var. Seçim sürecinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun sık sık ve hiçbir rahatsızlık duymadan söyledikleri yalanlardan biri de İstanbul'un en büyük yeşil alan projesi "Yaşam Vadisi"ni sahiplenmeleriydi. Oysa bu doğru değildi. Projenin asıl mimarı Beylikdüzü'nün ilk Belediye Başkanı AK Partili Vehbi Orakçı'ydı. Orakçı o vadinin nasıl zorluklarla oluşturulduğunu şöyle anlattı: "Kimini trampayla,kimini satın alarak ortaya 1 milyon 200bin metrekarelik bir alan çıkardık. Oişin asıl önemli yanı ise altyapısı ve dereıslah çalışmasıydı. Bunu da 2004 yılındaİSKİ Genel Müdürü olan Dursun AliÇodur yaptırdı. Oraya tam 1 katrilyonuaşkın yatırım yaptı. Geriye sadece 200milyonluk peyzajı kısmı kaldı. Onun dayüzde 50'si şu ana kadar bitti. Bir kısmınıben, bir kısmını Yusuf Uzun bir kısmınıda Ekrem İmamoğlu yaptı. İmamoğlu'nunpeyzaj dışında bir katkısı yok."
İşin en vahim tarafı, İstanbul'a yeşil alan vaat eden İmamoğlu'nun o vadinin içine AVM yaptırması. İmara aykırı yapılan o alışveriş merkezinin yüzde 50 ortağı da İmamoğlu. "Beylikdüzü'ne kültür merkezini de benyaptım" yalanını bir yana bırakıp şu soruyusoralım; Aralarında Gül, Keleş ve Beyazİnşaatlar olmak üzere Beylikdüzü'nü betonyığınına çeviren kaç müteahhide destek oldunuz? Bunların listesini yayınlayın da İstanbul'u gelecekte neyin beklediği görülsün.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.