BND itiraf etti: FETÖ'nün arkasında biz varız
Alman gizli servisi BND Başkanı Bruno Kahl'un FETÖ ile ilgili yaptığı akıl almaz açıklamalar karşısında aslında şaşırmadım. Dünyanın en iyileri arasında olduğu varsayılan Alman Gizli Servisi BND'nin Başkanının bu açıklamayı yaparken aslında neyi itiraf ettiğine bakmak lazım. Çünkü, bir ülkenin gizli servisinin başındaki isim, önemli açıklamalarda bulunuyorsa mutlaka bir entrikayı örtbas etmek istiyordur.... Ne demişti Bruno Kahl, "Türkiye'deki darbenin arkasında Gülen'in olduğuna dair belirti yok. Hareket dini ve seküler eğitim için çalışan sivil bir cemaattir"... Biraz dikkatli okursanız bu cümlenin büyük bir oyunun perde arkasını deşifre ettiğini görürsünüz. Yani koskoca BND'nin başkanı diyor ki, "Türkiye'de kimin yaptığı belli olmayan bir darbe teşebbüsü var, bunun arkasında herkes olabilir ama FETÖ yok! Zaten bunlar iyi çocuklardır, öyle darbeyle falan işleri olmaz. Sadece dini eğitim verirler..."
Binlerce belgeyi, çantalar dolusu delili, üstüne üstlük Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın makam odalarının dinlenmesini bir kenara bırakan gizli servis başkanı, FETÖ'nün hamiliğini yapar konuma gelmiş... Dünya devletleri, istihbarat savaşları alanında Türkiye Cumhuriyeti'nin kritik hamlelerini, içeride ve dışarıda almış olduğu tedbirleri, çok gizili askeri hamleleri öğrenebilmek için milyon dolarlar harcamak zorunda kalırlardı. Ama bu görevi FETÖ'ye devrederek makam odalarını dinletmiş bununla da kalmayarak maalesef kozmik odaya girmeyi başarmışlardır.
Orta Doğu'da, Balkanlar'da, Afrika'da ve Orta Asya'da ki bazı ülkelerde FETÖ terör örgütünün nasıl etkili olduğunu dünya biliyor, bizim BND Başkanı nedense bilmiyor! Türkiye'de ortaya çıkarılan sözde FETÖ krallığının diğer ülkelerdeki yapılanmasının nasıl olduğu, kara para trafiği ve başka ülkelerin rejimini nasıl tehlikeye soktuğu en ince ayrıntısına kadar gün yüzüne çıktı... Türkiye bununla da kalmayıp yazılan senaryonun bir parçasını diğer ülkeler ile paylaşarak dikkat etmeleri hususunda uyarıda bulundu. Yani dedi ki "Bizdeki gibi sizde de bir yapılanma var, sizin ordunuza, emniyetinize, gizli servisinize sızdılar tedbirinizi alın..." Hatta bunu bazı zaman teröristlerin isimlerini vererek ortaya koydu. FETÖ ile bağlantılı olan bazı kişilerin özgeçmişini dost ülkeler ile paylaşarak tehlikenin kapıda olduğunun sinyalini verdi. İsimler arasında diğer ülkelerin önemli makamlarında bulunan şahsiyetler de vardı. Şimdi kaseti başa saralım.
Türkiye'de her türlü hainliğe kalkışan FETÖ'nün önemli isimleri nerede? Tabii ki Avrupa'da... Ülkenin gizli bilgileri, kozmik odadan çıkanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın konuşmaları nereye servis edildi? Elbette ki Avrupa'ya... Gizli servisler arasındaki istihbarat paylaşımı sadece terörü önlemek amacıyla yapılmaz, istihbaratta oynanan her türlü oyun mubahtır. Türkiye'yle ilgili gizli bir bilgiye Bulgaristan gizli servisinde de Alman gizli servisinde de veya bir başka ülkenin kozmik kasasında da rastlayabilirsiniz. Bunlar karşılıklı kısa paslaşmalar ile yapılır. Almanya da birçok kez bundan payını almıştır. (İstihbarat havuzu)
İşte Alman gizli servisi tam da burada tuş oldu. Başkan Kahl darbe girişiminde bulunan teröristlerle ilgili yaptığı açıklamalar ile FETÖ'nün terör örgütü olmadığını, masumane yapılan dini etkinliğin dışında başka amacının bulunmadığını dünya kamuoyuna açıkladı. Böylelikle hem Türkiye'de hem de diğer ülkelerdeki FETÖ yapılanmasını korumuş oldu ve hepsine "Arkanızdayız" teminatı verdi. FETÖ'nün güçlü olduğu ülkelerin devlet adamlarına ise "Rahat olun, içinizde bile olsalar bunlardan zarar gelmez" diyerek teröristleri adeta himayesi altına aldı. Böylece, Türkiye'de yaşanan darbenin parçası olduklarını, FETÖ'cülerin casusluk yaptığını da itiraf etmiş oldular.
Bir başka konu ise BND'nin yeni Başkanı'nın istihbarat kökenli olmaması… Alman Şansölyesi Angela Merkel'in danışmanlığını yöneten şimdi ise Maliye Bakanı olan Wolfgang Schauble'nin sağ kolu olan Bruno Kahl istihbarat analizlerinden bihaber... BND Başkanı derin devletin kurbanı mı oldu? Yoksa Merkel'in söyleyemediğini söylemek zorunda mı kaldı? Nereden bakarsanız bakın birçok soru işaretini içinde barındıran talihsiz bir açıklama.
İstihbaratta ajanınızı koruyamazsanız, pazardan bir daha mal alamazsınız anlayışı vardır...
Ama aynı gizli servisin başkanı Almanya'da yaşayan Diyanet İşleri'ne bağlı imamlar hakkında çekinmeden ajan suçlaması yapmaktan geri kalmadı. Bu da bir başka planın parçası aslında. Onu da bir sonraki yazıda ele alalım diyerek hoşçakalın...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.