Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta sonu yaptığı "Maskeli balo sona erdi" açıklamaları aslında çok şeyi deşifre ediyor... Türkiye üzerinde oynanan oyunlar sonuçsuz kalınca, Avrupa maskesini indirmek zorunda kaldı. Çünkü ürettiği bütün hainlikler neredeyse iflas etmiş durumda... Avrupa'nın maske olarak kullandığı PKK ve FETÖ başarılı olamayınca onların üstlendiği hainlikteki nöbeti Avrupa ülkeleri almış durumda... Peki, Batı ülkeleri oynanan oyunda neden maskesini indirme kararı aldı. Her zaman yaptığı gibi Türkiye'yi neden maşalarıyla karıştırmaktan vazgeçip başrolü kendisi oynamaya karar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle neden ve niçin maskesini indirdi? Bu soruların cevabını yine bir soru ile vererek satırlarımıza başlayalım.
Güçlü Türkiye nasıl olur? Enerjide devrim yaratırsınız, çıkarılması engellenen madenleri gün yüzü ile buluşturursunuz, terörü ve terör örgütlerini saf dışı edersiniz, büyük projeler ile ülke ekonomisini düzlüğe çıkartırsınız. Bunun gibi bir sürü ekonomik hamleler ile Avrupa ekonomisini ve yaşam standardını yakalamanız mümkün, ama en önemli siyasi istikrar... Böyle bir istikrarı yakaladığınız zaman kimlerin ayağına bastığınızı, çıkan sesleri dinlediğinizde fark edersiniz. Peki, şimdi çıkan sesleri dinlediğinizde ne hissediyorsunuz? En çok kimlerin sesi çıkmaya başlıyor isterseniz bir bakalım…
Tabi ki Avrupa, Kandil, parayı yönlendiren Baronlar, FETÖ ve bunların içeride ve dışarıdaki uzantıları… Dünyanın en büyük havalimanını yapmaya kalkıyorsunuz önce içerideki uzantılar eleştirmeye başlıyor. Bununla da yetinmeyip sahte ÇED raporları ile projeyi durdurmaya kalkışıyorlar. Su havzaları dedikleri yerler kömür madeni için yapılan suni havuzlar çıkıyor. Bununla da kalmıyor doğa katliamı yapılacak diye sözde sivil toplum kuruluşlarını harekete geçiriyorlar. Onlar da talimatı almışlar ki peş peşe açıklamalar yaparak kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor.
Ama tuzakları boşa çıkıyor ve dev projeler birbiri ardına hayata geçmeye başlıyor. Kumpasları boşa çıkınca bu kez dış mihraklar devreye giriyor. Almanya ve Hollanda açık açık kara propagandaya başlıyor. Neden mi? Çünkü yapılacak olan havalimanı her iki ülkenin de ekonomisine zarar verecek ve milyonlarca Euro Türkiye'nin kasasına girecek. Bunu ben söylemiyorum kendileri apaçık itiraf ediyor. Almanya'daki Frankfurt Havalimanı'nı işleten Fraport şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Stefan Schulte, İstanbul'a yapılacak 3. havalimanının kendileri için üstesinden gelinmesi gereken bir sınama olacağını söylüyor.
Sadece bununla da kalmıyorlar Alman DW kanalı, sosyal medya hesabı Twitter'dan dev projeyle ilgili paylaştığı videoda ormanların yok olacağı, şehrin su rezervinin etkilenebileceği ve havalimanı altyapısının çevreye zarar vereceğini ileri sürerek, Türkiye'ye karşı karalama kampanyası başlatıyor. Tam da bizdeki bazı çevrecilerin dediği gibi...
Bunları başaramayınca çareyi Kandil'de arıyorlar. Eli kanlı terör örgütüne gidip Türkiye'yi kaosa sürükleyici eylemler düzenlemelerini istiyorlar. Zaten burada ki uzantıları da hazır. Onlar (FETÖ) yol verince başlıyor bombalar patlamaya, halk sokağa çıkmaya korkuyor. Ama yine olmuyor yine tutmuyor... Ülkenin damarlarına sızmış FETÖ temizliğinin ardından TSK 20 yıldır girilemeyen bölgelere giriyor. Bölücü örgütün hareket alanı daraltılıyor... Tüm yurtta ardı arkası kesilmeyen operasyonlar başlıyor. Terörün barınağı sınırlarımızın ötesinde besleniyor. Fırat Kalkanı Harekatı ile terör yuvaları dağıtılınca içeriden sesler yükselmeye başlıyor. Vay efendim orada ne işimiz varmış. Ya kardeşim adamlar binlerce kilometre uzaktan gelmiş, biz sınırımızın dibinde yaşananlara sessiz mi kalalım? Adamlar Suriye'deki hücrelerde hazırladıkları planları ülkemize soktukları uzantıları ile uyguluyor, birçok vatandaşımız askerimiz, polisimizi şehit ediyorlar, vay efendim bizim orada ne işimiz varmış... Büyük düşünen Türkiye artık bu oyunların üstesinden geliyor. Peki ne oluyor dersiniz? Batı dediğimiz Avrupa ülkeleri çaresiz beklemeye başlıyor. Oradan olmuyor, burudan olmuyor, MİT TIR'ları ile yürümüyor, FETÖ devletin kılcal damarlardan sökülüyor. İstihbarat akışı duruyor, yani Başbakan, Cumhurbaşkanı ve önemli şahsiyetlerin odaları dinlenemeyince istihbarat akışı kesiliyor. Sonunda bakıyorlar, gerçek yüzlerini göstermenin vaktinin geldiğine inanıyorlar. Son günlerde yaşadıklarımız da bunun göstergesi. Sonuç Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dediği gibi maskeli balo sona eriyor.
Gelelim enerjide oynanan oyunlara. Rusya ile imzalanan ve 12. 5 milyar dolarlık Türk Akımı projesi tüm hızıyla devam ediyor... Daha önce Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya taşınması planlanan proje artık Türkiye üzerinden yürüyecek. Kazancımız büyük. Oynanan birçok oyuna rağmen kömür madenlerimiz tüm hızıyla rezervlerini gün yüzüyle buluşturmaya devam ediyor. Akkuyu Nükleer Santrali'nin temeli atıldı, sırada Sinop var. Türk kara sularında iki maden arama gemimiz aralıksız doğalgaz ve petrol aramalarına başlıyor.
Türk Akım'ı hayata geçirecek öldürücü hamleyi yapan, Türkiye'ye ŞİÖ üzerinden yeni ekonomik hedefler çizen, çeşitli eko-politik sabotajlarla engellenen nükleer santrallerin önünü açan, anti kömür lobisine karşı yerli kömürün hakkını arayan, bir enerji bakanı var karşılarında ve tüm karalamalara rağmen engellenemiyor... İşte tam da burada ikinci hain planı devreye sokuyorlar... Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın, Adana ziyareti yapacağı gün, bölücü terör örgütünün canlı bombaları devreye giriyor. Albayrak'ın valiliği ziyaret edeceği saatlerde bomba yüklü bir araç valilik otoparkında büyük bir gürültü ile patlıyor. Bir dizi aksilikler sonucu valilik ziyaretini zamanında gerçekleştiremeyen Enerji Bakanı Berat Albayrak bu saldırıdan şans eseri kurtuluyor. İşte hainliğin geldiği son noktayı görüyorsunuz. Bakan Albayrak'ın neden hedef seçildiği, Adana'da valilik otoparkında gerçekleşen ve terör saldırısının arkasında nasıl bir gizli planın olduğunu sanırım fark etmişsiniz. Bakan Albayrak'ın patlamanın ardından valilik binası önünde yaptığı açıklamayı virgülüne bile dokunmadan yayınlıyorum, sanıyorum siz de Avrupa'da oynanan maskeli balonun sona erdiğini daha iyi anlayacaksınız...
"'Maalesef bu sabah Adana üzücü bir olaya uyandı. Malumunuz Türkiye son yıllarda özellikle terörle mücadele noktasında yoğun bir süreç yaşıyor. Bu olay bize çok net bir mesaj verdi. Bu saatten sonra hele de özellikle 15 Temmuz'dan sonra bugün yaşanan bu olaylarla birlikte ben şunu net ifade etmek istiyorum. Bu olayların hiçbiri bizi, Türkiye'nin ulaşmak istediği hedeften alıkoyamayacaktır. "