Küresel ‘doğrudan yatırım’ rekabeti tırmanıyor
İkinci bir kavram 'stratejik otonomi'. Önde gelen 40 ekonominin tarım ve gıda, enerji, teknoloji ve dijital altyapı ile savunma alanında kendine yetebilen ekonomi olmayı önceliklendirmesi. Bu durum, 'Küreselleşme 2.0'ın hararetle savunduğu 'ekonomik bağımlılık' kavramının da kullanım dışı kaldığını teyit ediyor. Yeni dönem, doğrudan yatırımlarda da, ülke ekonomisine yeni altyapı, yeni fabrika, yeni tesis kazandırma noktasındaki yatırımlarda da, 'friendshoring', yani sadece coğrafik olarak değil, daha da önemlisi müttefiklik ruhuna haiz ülkelere doğrudan yatırımların yönlendirilmesi yönünde eğilimleri de öne çıkarıyor. Bununla birlikte, ABD'nin Trump ve Biden döneminde attığı adımlar, ABD menşeli yatırımların daha çok ABD'de kalması yönündeki eğilimin de güçlendiğine işaret etmekte. G7 ülkeleri geçtiğimiz 25 yıla kıyasla, önümüzdeki 10 yıl için kendi yatırımcılarının kendi ekonomilerine yatırım yapmasını teşvik etmeye odaklanmış durumdalar.
'Soğuk Savaş' bittikten sonra hareketlilik kazanmış olan küresel doğrudan yatırımlar pazarı, 1990'lı yılların başlarında, küresel doğrudan yatırımlar pazarı 200 milyar doların bir miktar altında ve üstünde bir büyüklüğe sahip iken, 1990'lı yılların sonlarına doğru aralıksız artarak, 2000 yılında 1.4 trilyon dolara ulaşmış; 2001-2003 arası 11 Eylül, Afganistan ve Irak operasyonları döneminde 550 milyar dolara kadar gerilemişti. Ardından, yeniden sıkı bir tırmanış yaşayan küresel doğrudan yatırım hacmi 2007'de 1.9 trilyon doları geçerek yeni bir rekora imza attıktan sonra, 2008 küresel finans krizi ve takip eden ekonomik çalkantılarla epey dalgalandıktan sonra, 2014'de ulaştığı 1.4 trilyon dolarlık büyüklükten 2015 sonunda 2 trilyon 56 milyar dolara ulaşarak ekonomi tarihindeki en yüksek seviyesini yakalamıştı.
Ardından, küresel ve bölgesel anlamdaki bir çok gelişmeye bağlı olarak 2020'de tekrar 1 trilyon doların altına geriledi. 2022 sonu gördüğü en yüksek yıllık hacim ise 1.3 trilyon dolar. Önde gelen 40 ekonominin merak ettiği konu, küresel doğrudan yatırım rekabeti önde gelen ülkelerde şirketlerin kendi ülkelerine yatırım yapma eğilimini iyice tetikler ise, küresel hacmin nereye gerileyeceği ve yavaşlayan küresel doğrudan yatırım hacmi içerisinde, yükselen gelişmekte olan ekonomilerin daha fazla doğrudan yatırım çekebilmek adına ne tür yeni strateji, teşvik ve politika geliştirebilecekleri. Hiç şüphesiz, nüfusu artan, mal ve hizmet üretimi ile ticaretindeki kabiliyetlerini güçlendiren, küresel tedarik zincirindeki 'güvenilir liman' konumunu perçinleyen ve ticaret koridorlarında daha iddialı rol üstlenen Türkiye bu rekabette 'cazip ülke' olmayı sürdürecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)