Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5
Küresel mal ticaretinde miktar değişiminin 2010-2022 arasını yüzde 2.2 ortalama büyüme ile geride bıraktığını dikkate aldığımızda, 2024-2030 arasını da ortalama yüzde 2.7-3 bandında tamamladığını varsaydığımızda, 2030'da 30,5 trilyon dolara ulaşması beklenen küresel ticarette Türkiye'nin ihracat hacminin de 425 ile 450 milyar dolar arası bir seviye yakalayacağı anlamına gelir. Türkiye'nin başta savunma endüstrimizin yüksek katma değerli ürünleri olmak üzere, yüksek ve orta yüksek düzeyde teknoloji ile üretilen malların toplam ihracatımızdaki payını katlamayı sürdürmesi ve yeniden yapılanan küresel tedarik zincirinde 'nearshoring ve freindshoring'in öne çıkması, yani ibrenin yakın coğrafyadan ve/ veya güvenilir ülkeden tedariğe dönmesi, Türkiye'nin yüzde 1,5 hedefini yakalamada önemli fırsat penceresini yakaladığını teyit ediyor.
Küresel hizmet ihracatı ise, 2020- 2022 'Kovid-19' döneminin acısını çıkarmayı sürdürüyor. 2023'ü zorlu bir küresel virüs salgını döneminin ardından bir toparlanma yılı olarak geride bırakan küresel hizmet ticareti, yüzde 9'luk hacimsel artışla 7.5 trilyon doları aşarken, 100 milyar doları aşan hizmet ihracatımızın toplam küresel hizmet ihracatı içindeki payını tarihi bir rekor ile yüzde 1.3'e taşımış olması büyük bir başarı. Türkiye'nin turizmden sağlığa, eğitimden profesyonel danışmanlık hizmetlerine, gayrimenkul pazarlamasından teknik müşavirlik becerelerine hizmetler sektöründeki çok çeşitli ve çok katmanlı becerileri, küresel hizmet ticaretinin 2030'da 9 trilyon doları aşması beklenen hacmi dikkate alındığında, Türkiye'nin hizmet ihracatı performansının da 125 ile 135 milyar dolar arasında bir seviye yakalayacağını ve tarihi rekorlar kırmaya devam edeceğini gösteriyor.
2030'da dünya GSYH'sının 145 ile 150 trilyon dolar düzeyinde bir seviye yakalayacağını dikkate aldığımızda, Türkiye'nin dünya GSYH'sından yüzde 1,5'lik pay almayı başarması 2 trilyon 175 milyar dolar ile 2 trilyon 250 milyar dolar arasında bir seviyeyi yakalamamız gerektiği anlamına geliyor. Türkiye'nin önümüzdeki 6 yılı yüksek ve orta yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin üretim ve ihracattaki payını katlayarak geçirmesi, ülkemizin bu hedefleri yakalamasında paha biçilmez bir fırsat penceresi anlamına gelecek. 2024'ün ilk çeyreğini 63.7 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en iyi ilk çeyrek performansı ile tamamlayan ihracatımızın 1. ve 2. kuşak komşu ülkelere yaptığı ihracatı da katlıyor olması, küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmadan hak ettiğimiz payı almayı sürdüreceğimizi gösteriyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)