‘Küresel Çoğunluk’un ekonomik egemenliği
Bu verilerin doğal bir sonucu olarak, kilometre kare başına düşen nüfus Küresel Kuzey'de 27,4 insan iken, aynı rakam Küresel Güney'de 69,2 kişi. Küresel Kuzey 62 trilyon dolarlık bir GSYH'yı temsil ederken, Küresel Güney 39 trilyon doları temsil etmekte. Bununla birlikte, satın alma gücü paritesine (PPP) göre Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasındaki farkın kapandığını görüyoruz: 72 trilyon dolara karşılık, 69 trilyon dolar. Önümüzdeki dönem, Küresel Güney'in eğitim, nitelikli istihdam, inovasyon, bilim ve teknoloji alanlarında iddiasını katlayacağı bir dönem olacak. Bunun en somut sonucu ise, Küresel Güney'in ürettiği katma değerin, yüksek teknoloji ürünlerin oranındaki sıçrama olacak. Bu nedenle, önümüzdeki dönem Küresel Güney ülkeleri arasında 'yerli ve milli' teknoloji üretmek adına işbirliğinin daha da katlanacağı bir sürece de işaret ediyor olacak. Bunun anlamı ise, 'Küresel Çoğunluk'un ekonomik egemenliğinin yükselişi olacak.
'Küresel Çoğunluk'un ekonomik egemenliğinin yükselişi ise, 'güç merkezleri'ne ihtiyaç duymadan, Küresel Güney'i oluşturan ülkelerin kendi aralarındaki ekonomik ve ticari işbirliğini derinleştirecek 'koridorlar'ı kendi imkan ve kabiliyetleri ile inşa edecekleri bir döneme işaret edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın detaylarını paylaştığı 'Kalkınma Yolu Projesi', Körfez Ülkeleri, Irak ve Türkiye arasında oluşturulacak 'sürdürülebilir kalkınma' odaklı, ekonomi-ticaret-lojistik- ulaştırma odaklı işbirliği koridoru 'Küresel Çoğunluk'un somut işbirliği adımlarının bir nişanesi olarak ilerliyor olacak. 'Kalkınma Yolu Projesi', adı üzerinde, Türkiye ile Irak ve Körfez Ülkeleri arasında bölgesel kalkınmayı hızlandıracak bir hamle olması itibariyle, sahada hayat bulacak üretim merkezleri, sanayi bölgeleri, ulaştırma ve lojistik merkezleri ile ulaştırma altyapısı dikkate alındığında, işsizlik ve yoksullukla mücadele noktasında da olağanüstü pozitif bir katkı sağlayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettikleri gibi, Türkiye'nin etrafındaki coğrafyaya çöreklenmiş tüm karanlık odakları yok edecek kalkınma aydınlığının da ilk adımı olacak. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın BMGK marjında açıkladığı 'Turan' Türk Devletleri Özel Ekonomi Bölgesi de, Türkiye'nin Avrasya'daki 'oyun kurucu' rolünün etrafımızdaki coğrafyaların sürdürülebilir kalkınmasına ne kadar etkili bir katkı sağladığını teyit ediyor. TURANSEZ, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde oluşturulmuş olan ortak yatırım fonuna da büyük bir ivme kazandıracak. 'Küresel Çoğunluk'un ekonomik egemenliğinin yükseliş döneminde, Türkiye'nin birinci, ikinci ve üçüncü trilyon dolarları nasıl hızla aştığına birlikte şahit olacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)