‘Stratejik Ortak’ Türkiye’nin itibarı
Bölgesel ve küresel jeopolitik gerginlik ve sınamalar bir yana, söz konusu sınamaların sebep olduğu gıda arz güvenliği tehdidi, enerji tehdidi, küresel yoksulluk tehdidi ile de boğuşuyor dünyamız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın altını kuvvetle çizdiği, küresel ölçekte bir insanlık felaketine dönüşmüş olan bilinçsiz tüketimden doğan çevre kirliliğine boğulmuş, doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı, küresel iklim tehdidini de, çocuklarımıza asla miras bırakmamız gereken bir karanlık tabloyu da bertaraf etmek durumundayız. Tüm bu zorlu sınamalardan dünyanın sıyrılmasını sağlayacak en kalıcı çözüm ise, kıtalar arası 'stratejik ortaklık'lara dayalı işbirliği projelerini hızlandırmak.
'Net-sıfır karbon' ve 'sıfır atık' odaklı, akıllı sistemlerle yönetilen, dijital dönüşüm ve yeşil enerji dönüşüme adapte olmuş ulaştırma koridorlarından, bölgesel üretim ve lojistik merkezlerinden söz ediyoruz. Üstüne, tüm ulaştırma ve taşımacılık modları arasında, karayolu-demiryoludenizyolu- havayolu altyapı ve üstyapı unsurları arasında mükemmel bir sinerjinin, güçlü ve sürdürülebilir ağların oluşturulduğu yeni nesil işbirliği modellerinden söz ediyoruz. Hiç şüphesiz, farklı coğrafyalar, farklı güzergâhlar arasında yükselen bir rekabet açık ve net gözleniyor. Bununla birlikte, rekabet ne kadar anlamlı olsa da, rasyonaliteden, verimlilikten, üretkenlikten uzak çözümler, küresel sistemde fiyat istikrarı adına, kaynakların etkin kullanılması adına ortaya konan mücadeleyi de heba edecektir.
Bu nedenle, geleceğin nesillerine yaşanabilir bir dünya bırakmak adına, akla, bilimsel gerçek ve ölçütlere, tartışılmaz doğrulara dayalı çözümler, 'kazan-kazan' ilkesine dayalı modeller, 5 kıtada sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir geleceğe dayalı projeler oluşturmak gerekiyor. Dünyanın önde gelen tüm ekonomileri, konu 'kapsayıcılık' ise, konu 'kazan-kazan' ilkesine dayalı kalıcı çözümler üretmek ise, global ölçekte en yüksek imkân ve kabiliyete sahip 5 ülkeden birisi olan Türkiye'nin 'küresel ağırlığı'nı daha baştan içselleştiriyorlar. Türkiye'nin Afrika'dan Orta Doğu'ya, Orta Asya'dan Balkanlara, Kafkasya'dan Güney Doğu Asya'ya ve Latin Amerika'ya uzanan itibarının farkındalar. Bu nedenle, Türkiye ile 'stratejik işbirliği'nin özgül ağırlığını kıtalar arası ağların ve projelerin başarı kaldıracı olarak görmek istiyorlar. Önümüzdeki dönemde, 'stratejik ortak' Türkiye'nin itibarının eksponansiyel bir artışla katma değere dönüşüne birlikte şahit olacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)