Koridor Savaşları ve lojistiğin prensipleri
Türkiye, dünyanın 215 ülkesi, ihracat pazarı ve noktasına her gün aralıksız bu başarıyı yakalamak adına, ihracat hacmini 250 milyar dolardan, 2030'da 300 milyar doların üzerine taşımak için var gücüyle çalışıyor. Bu nedenle, küresel tedarik ve ticaret sistemindeki iddiasını katlamak adına, taşımacılık ve lojistik alanıyla ilgili iddialı yatırımlarına ve kapasite arttırımı adımlarına aralıksız devam ediyor. Ülkemiz, kendi topraklarımızda mega altyapı ve üstyapı projeleri ile, deniz ve hava limanlarıyla, karayolu ve demiryolu lojistik merkezleri ile yetinmeyip, dünyanın her stratejik noktasında deniz ve havayolu limanları peşinde koşuyor. ABD, Çin gibi geniş coğrafyaya sahip ülkelerde, en uzak noktalara kadar ihracat pazarlama başarılarını imza atmak için, Türkiye Ticaret Merkezleri ve Türkiye Lojistik Merkezleri kuruyoruz.
Otomotiv yedek parçası, mobilya, halı gibi ciddi tedarik, dağıtım, depolama ağı gerektiren, ihracat başarıları tescillenmiş sektörlerimizdeki performansı pek çok sektörümüze yaymaya çalışıyoruz. Çünkü, küresel tedarik ve lojistik rekabetinde Türkiye'nin başarılı olması, 8 alanda temel prensipleri yakalamasından geçiyor; standardizasyon, maliyetlerin etkin yönetimi, uzmanlık ve yeterlilik, esneklik becerisi, sadelik, lojistik sürecinin etkin izlenebilirliği, koordinasyon becerisi ve planlama becerisi. Söz konusu 8 alandaki başarı o ülkenin taşımacılık ve lojistik endüstrisi için küresel ve bölgesel rekabette öne çıkma becerisi demektir. Ağırlıklı olarak şirketler bazında saydığımız söz konusu beceri ve başarılara, ülkenin jeopolitik ve jeoekonomik riskleri yönetme becerisini, kıtaları birleştiren küresel ekonomi ve ticaret koridorları üzerindeki imkan ve kabiliyetlerini, dünyaca takip edilen mega projelere sahip olma başarısını da eklemek gerekir.
Türkiye gibi, Türk lojistik ve taşımacılık sektörünün temsilcileri ve paydaşları gibi, küresel ölçekte müstesna başarılara imza atan, bu ölçüde ayrıcalıklı, örnek bir performansa imza atan bir ülkeyi ve girişimcileri, hele ki Avrasya coğrafyasında bulmak zordur. Bu nedenle, kıtalar arası 'Koridor Savaşları'nın tırmandığı bir dönemde, kimi ülkelerin liderlik ettiği yeni ekonomi ve ticaret koridorlarında gözlenen 'çok duraklı', 'çok elleçlemeli', çok sayıda depolamayı gerektiren projeler, öngörebileceğiniz gibi, üretkenlik, maliyet yönetimi, yeterlilik, sadelik ve ekonomik olma prensipleri açısından çok sayıda zorlukla karşılaşacak. Bu temel prensiplerin ışığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği gibi, Türkiye, Asya-Avrupa-Afrika'yı mega projelerle birbirine bağlayan bir ülke olarak 'vazgeçilmez partner'dir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)