Anadolu Yarımadası’nın küresel anlamı
Anadolu Yarımadası'nın paha biçilmez kıymeti Asya, Avrupa ve Afrika'yı ticaret koridorları aracılığı ile birbirine kenetleyen, jeostratejik ve jeoekonomik önemi tartışılmaz bir yarımada olmasıdır. 19. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren, petrole dayalı küresel enerji rekabetinin yükselişe geçtiği son bir yüzyılı aşan dönem, Anadolu Yarımadası'nın sadece ticaret değil, aynı zamanda enerji koridorları açısından da vazgeçilmez ve paha biçilmez bir kavşak noktası olduğunu gösterdi. Peki, Asya-Avrupa-Afrika hinterlandında ticaret ve enerji koridoru rekabeti nasıl şekillenecekti? Emperyalist ülkeler açısından Rus Çarlığı'nın hakimiyetindeki topraklardan geçen 'Kuzey Koridoru' ehveni şerdi. Ama, Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetindeki topraklardan geçen 'Orta Koridor' ve 'Güney Koridoru' daha tercih edilebilirdi. Ancak, bir şartla. Söz konusu topraklarda Osmanlı hakimiyetine son verilmesi koşulu ile.
Bu nedenle, Osmanlı'nın toprak kaybetmesi, parçalanması ve bilhassa Anadolu'nun işgali 'emperyalizm' için en kritik öncelik ve hedefti. Neredeyse başarıyorlardı da. Ancak, Atatürk ve silah arkadaşları, Ankara'da İlk Meclisimiz, Yüce Türk Milleti bir kez daha bir destana imza attı ve Kurtuluş Savaşı ile, biz Türkler, küresel ekonomi-politik sistemin en jeostratejik ve jeoekonomik kavşak noktası olan Anadolu'nun 'sonsuza' kadar hakimi olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha kabul ettirdik. Elbette, Trakya Yarımadası'nı da Cumhuriyetimizin bir parçası yaparak. İşte, bu nedenledir ki, 26 Ağustos 1922'de başlamış ve 9 Eylül'de İzmir'in kurtuluşunu sağlamış olan 'Büyük Taaruz' ve 'Zafer' de, biz Türklerin ve Türkiye'nin Asya-Avrupa-Afrika hinterlandında sonsuza kadar 'oyun kurucu' güç olmasını perçinleyecek bir başta tarihi destanımızdır. Türkiye'nin AvrAsya ve AfroAsya'da birleştirici, ilham verici yegane güç olmasını tüm dünyaya mal eden bir zaferdir.
"26 Ağustos'ları, bu emsalsiz zaferleri, 21. Yüzyıl'da Küresel Güney ile Küresel Kuzey arasında süregelen, küresel ekonomi-politik düzenin yeniden yapılanmasına yönelik sancılı sürecin en vazgeçilmez ülkeleri arasında yer alan Türkiye'nin dünyanın ilk 20 ülkesi arasındaki kritik önemdeki konumunun tarihsel boyutuyla perçinlendiği destanlar manzumesi olarak içselleştirmeliyiz. Türkiye'nin Anadolu Yarımadası'nı 21. Yüzyıl'ın teknoloji, enerji ve ticaret üssü haline getirmesi, Anadolu'dan uzayın derinliklerine uzanacak başarılarımız, bu destansı zaferlerin 100 yıla, 1000 yıla uzanan anlamları üzerine inşa edilmekte. Anadolu Yarımadası'nın küresel anlamını tüm dünyaya anlatmayı sürdürelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Finansal Soğuk Savaş’ ve doların geleceği (20.09.2024)
- E7/G7 ve modernleşmenin geleceği (18.09.2024)
- ‘Güç’ ve ‘kibir’in küresel etkileri (16.09.2024)
- AB’nin dönüşümüne üç kritik engel (13.09.2024)
- Avrupa’nın ‘ölüm kalım’ savaşı (11.09.2024)
- Küresel sistemde ‘samimiyet testi’ dönemi (09.09.2024)
- Avrupa için ‘yakın’ tehdit: Nüfus (06.09.2024)
- Küresel borç sarmalı 315 trilyon dolar (04.09.2024)
- BRICS+ ve ticari entegrasyon (02.09.2024)
- ‘Belirsizlik Çağı’nda küresel rekabetin geleceği (26.08.2024)