IMF’den 5 kritik uyarı ve öneri
IMF'in ikinci uyarısı ve politika önerisi, önde gelen ülkelerin Basel II ve özellikle Basel III kurallarına göre, bankacılık sistemini sermaye yeterliliği ve finansal istikrar açısından ayrıca olası yeni ekonomik, finansal streslere karşı iyi tahkim etmeleri, denetim ve gözetiminin iyi yapılması. Türkiye, IMF, BIS ve OECD verilerine göre de bu konuda 'pozitif' anlamda müstesna bir ülke. BDDK ve TCMB sektörü etkili olarak yakından takip ediyor. Para ve maliye politikasına yönelik bu önerilerle birlikte, aynı IMF'in dünyanın önde gelen 40 ülkesine dikkat etmelerini önerdiği bir kritik konu ise, reel sektörü destekleyici ve iflasları önleyici tedbirlerin ihmal edilmemesi; gerekirse iflasların önüne geçilmesi, iflasların iyi yönetilmesi, üretim ve istihdamın da korunması.
Çünkü, küresel ve jeopolitik ve jeoekonomik belirsizlik baskısının yoğun olduğu bu dönemde, önde gelen 40 ekonomide devletin sosyal görevlerinin gözetilmesi ve sosyal yardıma muhtaç kesimler için mali desteklerin tahkim edilmesine devam edilmesi çok, ama çok önemli. Bunu, IMF diyor, üçüncü politika önerisi olarak. IMF'in dördüncü uyarısı ve politika önerisi ise, bilhassa orta düzey gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkeler için fon sıkışıklığı sorununun giderilmesi. Ne yazık ki, bu ülkeler grubu, küresel finans sisteminin jeopolitik ve jeoekonomik belirsizliklere tepkisi nedeniyle kısa vadeli dış finansmana boğulmuş durumda ve bu durum kısa vadeli dış finansman ihtiyacını daha da katlıyor. Bu tablo, çok sayıda orta düzey gelişmekte olan piyasa ekonomisinin ve düşük gelirli ülkenin borçlarını ödeme kabiliyetini zorlamakta.
IMF, küresel borç girdabının sebep olduğu ve olacağı risk ve tehditlerin etkin yönetimi için, borçların yeniden yapılandırılması ve bilhassa kalkınma ve altyapı yatırımlarına yönelik finansman için daha uzun vadeli ve ucuz kredi için daha hızlı sonuç alacak çalışmaların hızlandırılmasını da önermekte. IMF'in son ve beşinci uyarısı ve politika önerisi ise, küresel sistemde üretim, arz ve tedarik zincirinin önde gelen ülkeler arasında güçlendirilmesi; bilhassa, iklim değişikliğine karşı ekonomik dayanıklılığın arttırılması. Önde gelen ekonomilerde istihdam piyasasının daha esnek olacak şekilde yeniden yapılandırılması, tarım, gıda ve enerji arz güvenliği için üretim modellemesi ve sanayi stratejisinin gözden geçirilmesi; 'yeşil dönüşüm'ün ve 'dijital dönüşüm'ün hızlandırılması bir o kadar önemli. IMF'in bu 5 alandaki uyarıları ve politika önerileri hem 2023'ün ikinci yarısı, hem de tüm 2024 gündemimizin ilk sıralarında kalmayı sürdürecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)