IMF’den 5 kritik risk uyarısı
Bununla birlikte, talepteki toparlanma yeniden ülke ekonomilerinde ve küresel ekonomide enflasyon oranlarını tetiklemeye başlar ise, bu durumda önde gelen merkez bankalarının politika faiz artışlarını yeniden hızlandırmaları veya sürdürmeleri küresel büyümeye yeniden ivme kaybettirebilir. Nitekim, IMF'in 2023 ve 2024 küresel büyüme beklentisi halen yüzde 3 düzeyinde. Türkiye'nin 2023 büyümesinin 0,2 puan arttırıldığı da görülse de, 2023 için, tarihi deprem şokuna rağmen, yüzde 3 büyüme öngörüsü kısmen düşük kalıyor. IMF, doların önde gelen para birimleri ve gelişmekte olan ekonomi para birimleri karşısında değer kazanmasının sebep olduğu 'devalüasyonun enflasyona geçişkenliği'etkisini, talep ve istihdam piyasasındaki gecikmeli toparlanmanın yeniden küresel enflasyonu hızlandırma riskini, 2023 ve 2024'ün 5 temel riskinden ilki olarak belirtmekte.
Karadeniz Tahıl Koridoru İnisiyatifi'nin sonbaharda yeniden başlamaması ve küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık riskinin tarım-gıda fiyatlarını; jeopolitik belirsizliklerin ise enerji fiyatlarını yeniden tetiklemesi ise cabası. IMF'in işaret ettiği ikinci risk ise, küresel finans piyasalarında küresel ve bölgesel jeopolitik gelişmelere bağlı olarak, finansal varlıkların aralıksız kendini yeniden fiyatlandırması. Jeopolitik riskler artıkça ve enflasyon riski yükseldikçe artan faiz oranları, hisse senedi, tahvil, altın ve gayrimenkul fiyatlarını fena vuruyor. Bu tablo haliyle küresel ticaret ve büyüme için olumsuz dalgalanma riskini de tetiklemekte. IMF'in işaret ettiği üçüncü risk ise, Çin'in toparlanmasında olası performans kaybı. Çin Hükümeti gerek kalıcı büyüme performansı, gerekse de son bir yıldır bilhassa gayrimenkul geliştiricilerin yeniden yapılandırılması için hızlı bir eylem planı oluşturamadı.
Bu da, Çin ekonomisi için beklenenden daha zayıf bir tüketim eğilimi ve kamu mali dengeleri açısından daha düşük vergi gelirleri anlamına geliyor ki; bu nedenle alınacak mali disiplin tedbirleri de büsbütün büyümeyi yavaşlatacak. IMF'in altını çizdiği dördüncü risk ise, küresel borç girdabına yönelik sıkıntılar artmakta olması. Bilhassa, hem gelişmiş, hem de önde gelen gelişmekte olan ekonomilerde yatırım amaçlı kredi maliyetleri hala yüksek ve orta düzey ve az gelişmiş ülkelerin borç sorunu büyümeyi sürdürüyor. IMF'in işaret ettiği son küresel risk ise, jeoekonomik parçalanmanın derinleşmekte olduğu. Ukrayna'daki savaş ve diğer jeopolitik gerilimler, küresel ekonomi-politik sistemde 'bloklaşma'yı derinleştirmeye devam ederse, küresel ticaret maliyetleri de, küresel teknoloji paylaşımı da, küresel tedarik zinciri de olumsuz yönde etkilenecek. IMF'in politika öncelik ve önerilerine ise Pazartesi devam edeceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)