Küresel rekabette ‘nadir mineraller’in önemi artıyor
Söz konusu 5 megatrendi ve bu megatrendlerin küresel ölçekte adaptasyonunu, gelişimini tehdit eden 5 önemli riski önümüzdeki yazılarda ele almayı sürdürüceğiz. Bugün ise, OECD çatısı altında çalışmalarını yürüten, enerji alanında dünyanın en saygın kurumları arasında yer alan Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) ilk kez yayınladığı 'kritik mineraller' raporundan hareket ile 'yeşil ve akıllı dönüşüm' ve bu dönüşümü bir ölçüde tehdit eden 'doğal ve nadir kaynakların adaletsiz dağılımı' üzerinde duracağız. Nadir toprak elementleri ve nadir metaller, uygarlık yaşamımız için önemli bir 'kırılma' noktası olan 'hipersonik dijitalleşme' ile 'yeşil ve akıllı dönüşüm' teknolojileri açısından vazgeçilmez bir başlık. Günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan akıllı cihazlar, akıllı elektrikli araçlar, otomobiller, yenilenebilir enerji teknolojileri olarak güneş ve rüzgar enerjisi teknolojileri açısından, inovatif başarıların en kritik sacayağı kritik toprak elementleri ve nadir metaller.
Bu nedenle, IEA'nın ilk kez yayınladığı 'Kritik Mineraller Piyasa Değerlendirme Raporu', küresel ölçekte kritik minerallere yönelik talebin son 5 yılda iki kattan fazla arttığını gösteriyor. Bu nedenle, bilhassa, bilhassa doğal ve nadir kaynakların adaletsiz dağılımından kaynaklanabilecek risk ve tehditleri bertaraf etmek için, 2030'a kadar dünya genelinde büyük bir yatırım hamlesi ve tedarik sistemine de ciddi miktarda ek kapasite yatırımı gerekiyor. Bilhassa, dünya genelinde temiz enerji teknolojilerinde görülen rekor büyüme lityum, kobalt, nikel ve bakır gibi minerallere talebi sıçratmış durumda. IEA'nın raporunda paylaşılan verilen ışığında, nadir minerallere yönelik talep, 2017- 2022 döneminde lityumda üç katına çıkarken, kobaltta yüzde 70 ve nikelde yüzde 40 artmış gözüküyor. Nitekim, bu ölçede artan talebi karşılamak için, kritik minerallerde kapasite arttırıcı yatırımlar, 2022'de 2021'e göre, yüzde 30 artışla, 40 milyar doları yakalamış durumda.
Lityumda üretim kapasitesini arttırıcı yatırımlar yüzde 50 ile başı çekerken, lityumu bakır ve nikel takip etmekte. Rapor, kritik mineraller piyasasının toplam büyüklüğünün 2017-2022 döneminde, iki kat artışla, 320 milyar dolara ulaştığını gösteriyor. Bu büyümede yaklaşık 200 milyar dolarla bakır piyasası ilk sırada yer almakta. Lityumda piyasa büyüklüğü 40 milyar doları, nikelde ise 60 milyar doları aşmış gözüküyor. Çok sayıda ülke, kritik mineral keşfedip, olanca gücünle küresel tedarik zincirinde yer almaya çalışsa da, Çin halen kritik mineraller tedariğinde tek başına başı çekiyor. IEA'nın raporu, kritik minerallere yönelik talebin 2030'da iki kattan fazla artacağını, artışın 2050'ye gelindiğinde 3,5 kat olacağını gösteriyor. Ancak, 'net-sıfır karbon' hedefi için, 2050'de ulaşılacak 3,5 kat talep artışına esasen 2030'da ulaşılması gerekmekte. Bu da küresel madencilik endüstrisi için dev bir yatırım hamlesi anlamına geliyor. Bu nedenle, IEA İcra Direktörü Fatih Birol'un da işaret ettiği gibi, 28 Eylül'deki Kritik Mineraller ve Temiz Enerji Zirvesi önemli bir buluşma olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)