Küresel enerji denkleminde ‘Yeşil Hidrojen’ atağı
Ülkeler açısından, yeni nesil su hidroliz cihazları üretmek, yeşil hidrojen elde edilen teknolojileri geliştirmek de bir o kadar önemli. Türkiye, bu anlamda, Avrupa Birliği'nin Asya ve Çin'e bağımlılığı azaltma ve küresel tedarik zincirini daha yakın coğrafyalara göre yeniden yapılandırma çabaları doğrultusunda, AB'ye hem 'yeşil hidrojen' teknolojisi tedariki, hem de yeşil hidrojen tedariki konusunda önemli bir ihracat potansiyeli yakalayabilir. Çünkü, gerek ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA), gerekse de AB Komisyonu'nun son düzenlemeleri, esasen 'temiz ve yeşil enerji dönüşümü'nde daha yerelleştirilmiş ve daha yakın coğrafyalardan tedarik hedefini önceliklendiriyor. Bu nedenle, Türkiye'nin Atlantik cephesinde 'yeşil hidrojen' çalışmalarında işbirliğini arttırması ve OECD çatısı altında, bilhassa OECD'nin en önemli birimlerden birisi olan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) nezdinde yürütülen yeşil hidrojen çalışmalarına dahil olması kritik önemde.
Hidrojen konusunda gerek OECD, gerekse de IEA bünyesinde yürütülen çalışmalara baktığımızda; IEA'nın Japonya'nın liderliğinde her sene yaz aylarına denk gelecek şekilde hidrojen raporu yayınlaması, OECD cephesinde ise, sanayi dekarbonizasyonu ve Almanya'nın geçen yıl dönem başkanı iken başlattığı ve 2023'de Japonya'nın dönem başkanlığında devam eden, G7 ülkeleri nezdinde yeni kurulacak olan G7 İklim Kulübü kapsamında yürütülecek çalışmalar, OECD'nin G7 İklim Kulübü çalışmalarına katkısı çok önemli. IEA son dönemde en fazla öne çıkan raporu 'Küresel Hidrojen Değerlendirmesi 2022'Raporu', 2021 yılında dünyada 91 milyon ton hidrojen üretildiğini; bunun 40 milyon tonunun rafineri, 34 milyon tonunun amonyak üretimi, 15 milyon tonunun metanol üretimi, kalanın ise demir çelik ve diğer sektörlerde kullanılmakta olduğunu gösteriyor.
Mevcut durumda bu üretimin 77 milyon tonunda fosil yakıtlardan üretim yapılırken, kalan kısmı bir sürecin yan ürünü şeklinde elde edilen hidrojen. Avrupa Birliği'nin son açıklamış olduğu net sıfır sanayi kanun tasarısında da (NZIA), dokuz teknoloji alanı 'net sıfır stratejik teknoloji' olarak belirlenmiş durumda. Bunlardan bir tanesi de "hidrojen elektrolizörleri ve yakıt hücreleri". Önümüzdeki yakın dönemde, Türkiye'nin küresel ve bölgesel hidrojen ticareti ve tedariğinde rolünü güçlendirmesi, Türkiye'nin yeni ve kalıcı bir ihracat geliri kapısı yakalaması anlamına da gelecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)