Uluslararası teşkilatların tümünde 2020'den bu yana en popüler başlık 'dirençli ekonomi'. İki 'siyah kuğu' küresel virüs salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı, az gelişmiş ülkelerin zaten var olan sorunlarını bir kenarda tutalım, dünyanın önde gelen 40 ülkesini o kadar ciddi boyutlarda sarstı ki, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler için 'dirençli ekonomi' olmak, küresel enerji arz krizi, küresel gıda krizi ve küresel tedarik zinciri krizine karşı dayanıklılık gösterebilmek, bunun koşulları için zihin yormak en öncelikle konu haline dönüştü. Bu nedenle, 2020- 2022 küresel virüs salgını döneminde ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın geride kalan 15 ayında, Türkiye'nin küresel tedarik zincirinde en 'güvenilir', en 'dirençli' tedarikçi ülke olma başarısı, 'sürdürülebilir üretim ve ihracat becerisi' dünyanın önde gelen şirketleri tarafından büyük bir takdir görmekte.
Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin, Cumhuriyetimizin 100. Yılı adına, önde gelen G20 ülkeleri başkentlerinde gerçekleştirdiği 'Türkiye: Dirençli Ortağınız' tanıtım toplantılarının, bilhassa küresel tedarik zincirinin yeniden yapılandığı böyle bir dönemde çok isabetli bir adım olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Çünkü, gidilen her başkentte, her önde gelen ülke şirket sahibinin, üst düzey yöneticinin, yatırımcının, ilgili ülkedeki iş dünyası STK temsilcisinin ortak ifadesi, Türkiye'nin 'Kovid-19' ve 'Rusya- Ukrayna Savaşı'nda gösterdiği direnç ve dayanıklılığın ne ölçüde hayranlık uyandırdığı. Hatırlayalım. Dünyanın önde gelen pek çok ülkesi gümrüklerini, fabrikalarını, lojistik merkezlerini kapatırken, Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ile, gelişmiş ülkeler dahil, dünyada 100'ün üzerinde ülkeye tıbbi malzeme yetiştiren ve taşıyan tek ülkeydi.
Bu nedenle, uluslararası ekonomi çevreleri ve küresel yatırımcılar nezdinde, Türk reel sektörünün ve ihracatçısının, Ticaret Bakanlığımız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ve Türk Hava Yolları'mızın, TCDD'mızın, denizcilik sektörümüzün, TIR filolarımız ve TIR şoförlerimizin, gümrük ve lojistik firmalarımızın üstün gayretleriyle, fabrikalarımızı, gümrüklerimizi, limanlarımızı, ulaşım koridorlarımızı ve lojistik ağımızı açık tutarak, siparişleri nasıl zamanında teslim ettiğimiz tescillenmiş başarı hikayesi olarak aktarılıyor. Hatta, sohbetler koyulaştığında, dünyanın en tehlikeli terör örgütlerinin başında gelen FETÖ'nün tezgahladığı bombalı saldırılarda, 15 Temmuz hain darbe gecesi, Türkiye'nin havalimanlarını 6 saat içinde nasıl tekrar uçuşa hazır hale getirdiği, şaşkınlıkla ve hayranlıkla tekrarlanıyor. Oysa, aynı dönemlerde Brüksel havalimanındaki terör saldırısı sonrasında, havalimanı haftalarca kapalı kalmış; 1,5 yıl anormal tedbirler ile ancak uçulabilmişti.
Türkiye'nin küresel tedarik zincirinde tescillenmiş 'vazgeçilmez rolü', aynı zamanda Ülkemizi imalat sanayi, ulaştırma ve lojistik, enerji, dijital teknolojiler, savunma, havacılık, uzay gibi stratejik ve iddialı sektörlerde, alanlarda da cazip bir 'yatırım merkezi'ne de dönüştürüyor. Bu nedenle, dünyanın önde gelen şirket CEO'ların 'Türkiye: Dirençli Ortağımız' söyleminin tüm dünyaya mal edilmesi, Türkiye'nin marka değerinin güçlendirilmesi adına da önemli. 6 Şubat'ta Ülkemiz 'Asrın Felaketi'nde, 11 ilimizi etkileyen tarihi iki depremle sarsıldı. Ülkemizin tüm kurumları, tüm sivil toplum kuruluşları, vatandaşlarımız yaraların sarılması için seferber oldu. 'Asrın Felaketi'ne rağmen, Türkiye G20 ve OECD 27 ülke arasında 2023 yılının ilk çeyreğini büyümede ilk 6'da tamamlıyor ise, bu 'dirençli ekonomi olmayı bilmek' demektir; Türk reel sektörünün azmi demektir, Türk halkının dayanışması demektir. Bu nedenle, Türkiye'nin 'dirençli ekonomi' olma imkan ve kabiliyetlerini güçlü kılmak, perçinlemek en temel görevimiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.