ABD’de ‘federal kriz’ ve ‘bankacılık krizi’ dersleri
Tüm bu tartışmalardan çıkarılabilecek derslerden ilki, ABD'nin uluslararası ekonomik teşkilatlarda, bilhassa önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin kamu mali disiplinine, bütçe dengesine ve kamu borçlanmasına yönelik uyarılara en fazla desteği veren ülke iken, kendi ekonomisi için federal bütçe disiplini, borçlanma disiplini ve 'mali kural' konusunda neden gereken adımları atmadığı. Önde gelen gelişmekte olan ülkelere IMF tarafından 'mali kural' konusunda yapılan baskıları alkışlayan ABD'nin kendisi mali kural konusunda gereken adımları atsa, sürekli olarak Federal borçlanma limitine ulaşıldıkça, federal devletin daha fazla borç para alamaması anlamına gelen tartışmaları sonlandırır. ABD'nin şu an için federal borçlanma tavanı, limiti 31,4 trilyon dolar.
Borçlanma limiti, ABD'nin Sovyetler ile silahlanma ve uzay savaşı ve Vietnam Savaşı gibi gerekçeler başta olmak üzere, 1960'tan bugüne kadar tam 78 kere artırıldı. Ve, her defasında Kongre'de federal borçlanma limiti dolduğunda, doğal olarak bu durum muhalefet tarafından siyasi pazarlık konusuna dönüşüyor. Nitekim, Cumhuriyetçiler, Biden yönetiminin gündemindeki öğrenci kredisi affı, yeşil enerji vergi indirimi gibi başlıklarda geri adım atılmasını istiyorlar. Büyük şirketler de Cumhuriyetçiler lehine lobi yapmakta. Doğal olarak, Başkan Biden ve Demokratlar da bu talepleri tartışmaya açmayı kabul etmiyor. Ancak, uzmanlar bu sorun halledilmez ise, ABD ekonomisinin resesyona girebileceğini ve borç limitinin dolması halinde, memurların ve askerlerin maaşlarının ödenmesinde dahi sıkıntıya düşülebileceğini hatırlatıyorlar. ABD ekonomisi için bir süredir gündeme gelen bu tartışma ayrıca bir 'prestij' tartışmasına da dönmüş durumda.
Gelelim ABD Merkez Bankası'nın (FED) Silikon Vadisi Bankası'nın (SVB) iflasından çıkardığı derslere. İlk ders, bankanın kendisinin kurum içi likidite stres testlerinde başarısız olması. 2. ders, 2018'de bankacılık düzenlemelerinde deregülasyona gidilmesiyle FED'deki kültürün değişmesi ve bu değişimin denetimlerin daha gevşek ilerlemesine sebep olması. 3. ders, 2022'de SVB'nin reeskont penceresinde borçlanma kapasitesini test edememesi. 4. ders ve hata, FED denetçilerinin, yine 2022'de SVB'nin faiz oranı riskini incelemeyi, başka denetimlere öncelik vererek 2023'ün üçüncü çeyreğine ertelemeleri. 5. ders, FED'in denetçi sayısının 2016 ile 2022 arasında yüzde 3 azalmış olması; buna karşılık, ABD bankacılık sektöründe varlık büyümesinin yüzde 37 artması ve FED'in bölgesel bankacılık denetleme kaynaklarının yetersiz olduğunun anlaşılması. FED'in bankaların faiz oranı riskini ve yatırım portföyünü incelemekle tek bir uzman görevlendirilmiş olması başlı başına bir ders. 6. ders, SVB'nin yönetim ve denetim mekanizmasında iyileştirmeler yapılması gerektiğine dair erken işaretlere rağmen, SVB'nin ancak 2022 Ağustos ayında "yetersiz" seviyesine indirilmesi. First Republic Bank'ın iflası da ayrı bir ders. Bakalım, Amerikan ekonomisinin anlı şanlı kuruluşları bu derslerden ne tür sonuçlar çıkaracak?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)