1 yıldır gerilese de, küresel tarım fiyatları hala yüksek
FAO'nun genel endeksi, gerilediği endeks değeri ile, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın öncesindeki seviye açısından, 2021 yılı temmuz ayından bu yana ki en düşük seviyesini görmüş durumda. Ancak, halen ve halen, küresel virüs salgını öncesindeki dönemin hala çok üstünde. Bu nedenle, küresel tarım ve gıda fiyatlarının 'Kovid-19' öncesindeki dönemin de gerisine gerilemesi pek çok ülkenin birlikte mücadele etttikleri ve çözüm arayışı içerisinde oldukları bir konu. Ancak, kimi çevreler, aralıksız bir şekilde, Türkiye ve BM'in insiyatifi ve yoğun çabaları ile oluşturulmuş olan Karadeniz Tahıl Koridoru İnisiyatifi'ne yönelik, her an dağılacağı, bir anda sona erdirileceği yönündeki bir negatif algıyı sürdürdüklerinden, söz konusu endişelere bağlı olarak, küresel tarım ve gıda fiyatlarındaki dalgalanma hiç bitmiyor diyebiliriz.
FAO'nun gıda ve tarım fiyatları endeksinde geçtiğimiz mart ayında gözlenen düşüşte hem tahıl, hem bitkisel yağ, hem de süt fiyatlarındaki düşüşlerin etkisi önemliydi. Buna karşılık, şeker ve et fiyatlarında ise, tersine mart ayında artış gözlendi. FAO, mart ayı raporunda, hem tarım ve gıda arzındaki göreceli bolluğun, hem halen yeterince normalleşmemiş tarım ve gıda fiyatları nedeniyle, bir bakıma ülkelerin kısıtlanmış, bir ölçüde baskı altında tutulan ithalat talebinin, hem de Ukrayna tahılının Karadeniz yoluyla güvenli bir şekilde ihracına izin veren Karadeniz Tahıl Koridoru inisiyatifinin küresel tarım ve gıda fiyat endeksinde süregelen düşüşte etkili olduğunu hatırlatmakta. BM Tarım ve Gıda Teşkilatı, şeker ve et fiyatlarındaki artışlarlara rağmen, tahıl, bitkisel yağlar ve süt ürünleri fiyatlarındaki düşüşün daha etkili olmasının genel endeksi düşürmesinin de altını çiziyor.
FAO'nun baş ekonomisti Maximo Torero, küresel fiyatlardaki göreceli gerilemeye rağmen, tarım ve gıda fiyatlarının hala çok yüksek olduğunu; bilhassa, fiyatların önde gelen ülkelerin iç piyasalarında artmaya devam ederek, gıda güvenliğine ek tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Bu durumun en olumsuz etkisinin bilhassa net gıda ithalatçısı gelişmekte olan ülkelerde gözlendiğini ifade eden Torero, söz konusu ülkelerin para birimlerinin dolar ve euro karşısında değer kaybetmesinin ve artan borç yükünün de söz konusu gelişmekte olan ülkeler açısından ek bir risk oluşturduğuna işaret etmekte. Nitekim, şeker fiyatları, Hindistan, Tayland ve Çin'de azalan üretim beklentileri nedeniyle, yüzde 1,5 artarak, 2016 yılının Ekim ayından bu yana en yüksek seviyesine çıkmış durumda. Mart ayında, küresel et fiyatları endeksi de yüzde 0,8 arttı. Buna karşılık, küresel tahıl fiyatları endeksi aylık bazda yüzde 5,6, buğday yüzde 7,1, mısır yüzde 4,6, pirinç ise yüzde 3,2 düştü.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)