OECD bünyesinde, uluslararası çalışma dünyası ve küresel istihdam adına önemli çalışmalar yürütmekte olan Sendika Danışma Komitesi'nin (The Trade Union Advisory Committee, TUAC) 15 Mart Çarşamba günü gerçekleştirdiği çalışma grubu toplantısının onur konuğu Nobel ekonomi ödülü sahibi, dünyaca tanınmış bir iktisatçı olan Joseph Stiglitz'di. Dünyanın önde gelen ekonomilerinde son 2 yıla damgasını vuran ve son 40-45 yılın en yüksek seviyelerine yükselen enflasyonun sebep olduğu şoku, bu şokun istihdam piyasası ve reel ücretler üzerindeki etkisini masaya yatıran kapsamlı bir sunum yapan Prof. Stiglitz, ABD Merkez Bankası FED'e yönelik hayli sert eleştirilerde de bulundu.
Sunum, son dönemin en popüler sorunu olan Silikon Vadisi Bankası'nın (SVB) batışı ile başladı. Stiglitz, FED'i ve ABD'deki bankacılık denetim sistemini kritik zafiyetleri ve hataları nedeniyle eleştirerek sözlerine başladı. Hataları, 2008 küresel finans krizinden bu yana, halen ve halen büyük bankaların regüle edilmesini reddetme hatası, ABD bankacılık sistemine yönelik stres testlerindeki eksiklik ve yetersizlikler, stres testlerin gerektiği ölçüde ciddiye alınmaması ve ABD'de kamu otoritesinin bankaların ne kadar kırılgan olduğunu araştırmaması olarak sıraladı. Joseph Stiglitz, FED ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) son 2 yıldır sıkılaştırıcı para politikasına yoğunlaşmasını da, küresel enflasyon sarmalarının tümüyle yanlış okunması, analiz edilmesi noktasında, bir başka kritik hata olduğunun da altını çizdi.
FED ve ECB'nin sıkılaştırıcı para politikası çerçevesinde, küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle son 3 yıldır yaşanan küresel tedarik zincirindeki büyük kırılmayı, yoğun belirsizliği, tedarik edilemeyen hammadde, ara mamul, çip sorunun birini bile çözemediğini hatırlattı. Küresel enflasyon sıçramasının ne arz eksikliği, ne talep sıçraması, temel nedeninin küresel tedarikzincirindeki büyük kırılma ve kargaşadan, üretim-tüketim döngüsündeki zaman uyumsuzluğundan kaynaklandığının altını çizen Stiglitz, firmaların, yüksek belirsizlik nedeniyle geleceğe odaklanmak yerine, müşteri sadakati yerine, cirosunu ve karını korumaya yönelik bir fiyat belirleme sarmalına girdiklerini de vurguladı. Merkez bankalarının ise, enflasyondaki sıçramanın nedeninin talep genişlemesi olmadığını ısrarla okumayarak, faiz artışlarıyla, sabit sermaye, yeni fabrika ve makine yatırımlarında da gerilemeye sebep olduklarını da belirtti.
ABD Kongresi Bütçe Ofisi'nin (CBO) çıktı potansiyeli analizlerinin, ABD'de toplam talebin olması gereken düzeyin altında seyrettiğine işaret eden Prof. Stiglitz, bu ortamda sıkılaştırıcı para politikası tercihinin tedarik sisteminde hiç bir sorunu halletmediği gibi, son banka iflaslarının da doğruladığı gibi, tersine bankacılık sistemine zarar verdiğinin bir kez daha altını çizdi. Sıkılaştırıcı para politikasının reelücretlerdeki erimeyi de engelleyemeyerek, farklı gelir grupları arasındaki dengesizliği derinleştirdiğini vurguladı. ECB'nin FED'i izlemeyi sürdürmesi halinde, Avrupa'yı daha derin birresesyon riski beklediği uyarısında bulunan Stiglitz, merkez bankalarının tavrının küresel borç sorununu daha da derinleştirdiğini de hatırlattı. Doğru çözümün istihdam piyasasını canlı tutacak, KOBİ'leri destekleyecek, piyasalarda rekabeti azaltanlara karşı anti-tröstdüzenlemelerinin daha da sertleştirilmesi, devletin gıda üretimi ve ucuz enerji desteklerinin bu süreçte daha kalıcı sonuçlar verebileceğini belirtti. Stiglitz gibi güçlü bir ismin ortaya koyduğu eleştirilerin neoliberal ortodoks kanadın ısrarlarına yönelik etkili 'salvo'lar olduğunu not alalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.