İki 'siyah kuğu', küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı küresel ekonomi-politik sistemi derinden sarsmış olsa da, Atlantik ile Asya-Pasifik arasındaki rekabeti şekillendiren 4 temel 'mega trend' gündemdeki yerini zayıflamadan korumakta. İlki 'hipersonik dijitalleşme'. Yapay zekadan kauntum bilgisayarlara, akıllı cihazlardan sensörlere, kripto paralardan blokzincire, hayatımızı kolaylaştıran uygulamalardan giyilebilir teknolojilere, 'her şeyin interneti'ne dayalı bir yazılım ve donanım devriminden söz ediyoruz. İkincisi, 'sürdürülebilirkalkınma ve yeni yükselenorta sınıf'. Bilhassa, Asya ve Afrika'da yükselen yeni orta sınıfın, daha iyi yaşam şartları adına 'sürdürülebilir kalkınma'ya dayalı beklentileri artıyor. 17 'sürdürülebilir kalkınma' başlığı, tüm dünyanın sorumluluğunda.
'Sürdürülebilir kalkınma' yaklaşımının güçlü bir 'mega trend' olduğunu unutmayarak, onunla bağlantılı üçüncü 'mega trend'i unutmamak gerekiyor; 'yeşil ve akıllı dönüşüm'. Sınırsız ihtiyaçlarımızı karşılamak adına gerekli olan mal ve hizmetleri üretmek için vazgeçilmez olan yer üstü ve yer altı kaynakları, 8 milyarı geçen dünya nüfusu için daha da yetersiz kalmakta. Bu nedenle, 'yeşil enerji'ye dayalı, 'sıfır atık' temeline dayalı, 'net-sıfır karbon' temeline dayalı, günlük yaşamın, mal ve hizmet üretiminin her aşamasının, her anının 'akıllı yönetim'e dayalı olarak yürütüleceği bir sürece odaklanmamız gerekmekte. Çünkü, ya 'Yeşil ve Akıllı Dönüşüm'ü bir 'mega trend' sahipleneceğiz; ya da, yeryüzü sıcaklığının 1.5 dereceyi aşarak bir telafisi imkansız bir felakete sürüklemesini engelleyemeyeceğiz.
Eğer engelleyemezsek de, bu durumda uygarlığın muhatap olduğu 'mega trend' 'Yeşil ve Akıllı Dönüşüm' değil, kuraklıktan dev fırtınalara, yeryüzünün her noktasına büyük zararlar veren ve verecek olan 'iklim değişikliği' olacak. Bu da bizleri dördüncü 'mega trend'e taşıyor; 'mobiliteve devrimci yeni nesil'. İki dünya savaşı kuşağı ve Soğuk Savaş kuşağı, ki X kuşağı diyoruz, hareketliliği sınırlı, önemli bir yüzdesi tüm yaşamını ülkesinden bir başka ülkeye dahi seyahat etmeden, hatta anlamlı bir bölümü bulunduğu yerleşim bölgesinden bile hareket etmeden tamamlamış, tamamlamakta olan bir nesil olarak uygarlık tarihine geçecek. Oysa, Y ve Z kuşağı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Başta, daha iyi bir eğitim alma gayesi olmak üzere, daha iyi iş fırsatları ve daha iyi bir yaşam tarzı için kentlere ve diğer ülkelere göç eden, 'mobilize' yeni nesillerle karşı karşıyayız.
Üstelik, Y ve Z kuşağı daha iyiyaşam kalitesi için, ülkesinin sosyalyaşamında ve iş yaşamında 'devrimseldeğişimler' talep eden, uzaktançalışmak isteyen, ofislere tıkılmakistemeyen, yaşadığı kentlerde dahazengin bir kültürel yaşam talep eden,'mobilite'den korkmayan; bu nedenle,önceki nesillere göre ev ve arabasahibi olma iştahı hayli zayıf olan birnesil. Şehir içinde bisiklet ve scooterkullanmak isteyen bir nesilden sözediyoruz. Bu da bizi, Asya ve Afrikaağırlıklı olarak, dünya nüfusunungelecekte yüzde 83'ünün yaşayacağıiki kıtada hakim olacak yeni birküresel 'mega trend'e taşıyor. Beşinci'mega trend', önde gelen (emerging)gelişmekte olan ekonomilerde'akıllı kentleşmeye dayalı yerelkalkınma' hareketi. Kentleşmedeyince, sadece aklınıza şehirlergelmesin. Yeni nesil, yaşadığı kasabave köyde de 'akıllı çözümler'e dayalıbir yerel kalkınma yaklaşımı görmekistiyor. Köy ve kabadan şehirleregöç istemiyor. Kabul edilebilir yaşamstandardının ayağına gelmesini istiyor.Bu 'yeni nesil yerel kalkınma'nındetayları ise bir sonraki yazımızda.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.