2023, 2020-2022 dönemine damgasını vuran '2 siyahkuğu', küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ana ve artçı etkilerinin belirli ölçüde telafi edileceği bir yıl mı olacak; yoksa, dünya ekonomisini yeni zorluklarla karşı karşıya bırakan bir yıl mı olacak; uzmanlar yeni yılın ilk günlerinde bu olasılıkları, senaryoları tartışmayı sürdürüyor. IMF, OECD ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) ekonomistleri, 2023'te küresel büyüme boyutunda, 'resesyon sınırı' olarak görülen, yüzde 2,5-3 bandında büyüme hızının dahi altında kalabilecek bir ivme kaybı beklentilerini öne çıkarıyorlar. Bunun anlamı; küresel ölçekte resesyon riskinin güçlü bir olasılık haline geldiği gerçeği. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, bu yıl ülkelerin üçte birinin resesyonda olacağını uyarısını yineledi.
Georgieva, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Çin'de gözlenen ekonomik yavaşlama bağlı olarak, 2023'ün hem dünya ekonomisi, hem de küresel ticaret açısından 2022'den de daha zor bir yıl olacağını şimdiden öngörmenin zor olmadığını; resesyona girmeyen ülkelerde dahi, yüz milyonlarca insanı ekonomik olarak zor bir dönemin beklediğini hatırlatıyor. Burada, dünyanın önde gelen ekonomileri için '4 hata' riski öne çıkıyor; ilki, süregelen küresel pandemiye yönelik tartışmalara bağlı olarak, başta Çin, bazı ülkelerin yeniden 'Kovid-19'a yönelik kısıtlama, karantina, kapanma kararlarını devreye almaları. Böyle bir adım, hem o ülkeler, hem de küresel tedarik zinciri açısından yeni zorlukları gündeme getirebilir. 2. risk, tüm uluslararası ekonomik kuruluşların 'ağır resesyon' riskine işaret etmelerine rağmen, önde gelen merkez bankalarının faiz arttırmayı sürdürmesi.
Bu durum, gerek kamu borçlarının; gerekse de ve özellikle reel sektör borçlarının döndürülmesi ve küresel borç sarmalının yüzdürülmesi adına, tasarruflarını hisse senedi piyasalarına yönlendirmiş yüz milyonlarca insan adına, ciddi bir 'finansal risk' oluşması anlamına gelmekte. Nitekim, 2008 küresel finans krizini erkenden öngörmesi nedeniyle 'Dr. Kıyamet' (Dr. Doom) olarak tanınan ünlü iktisatçı Prof. Dr. Nouriel Rubini de, merkez bankalarının 2023'de de yüksek faiz ve daraltıcı para politikaları izlemeye kararlı olmaları halinde, sert bir finansal kırılma olasılığının ciddi manada yükseldiği uyarısını yinelemekte. Bu da 3. hata riskini gündeme getiriyor; reel sektöre ve çalışan kesime verilen kamu desteklerinin sonlandırılması. Yani, 'para ve maliye politikasınınbirlikte sıkılaştırılması' hatası.
Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey, 2020-2022 döneminde 'Kovid-19' küresel virüs salgınının ana ve artçı etkilerini telafi etmek için önde gelen ekonomilerin hükümetlerinin reel sektörü ve çalışan kesimi destekleme harcamalarının 10trilyon dolara ulaştığına işaret etmekte. Bu nedenle, 2023'de de söz konusu kamu desteklerinin aralıksız devam etmesi, reel sektörün ayakta tutulması, 'Kovid-19'a yönelik panik kararlar alınmaması çok önemli. Aksi durumda, hem kamu desteklerinin sonlandırılması, hem de 'Kovid-19'a yönelik yeniden sert tedbirlere başvurulması, dünyanın önde gelen ekonomilerinde 'zombi firmalar'ın, 'zombi şirketler'in oluşmasına sebep olur ki, bu da ülke ekonomisi için bir başka sorun. 2023 için önde gelen ekonomilerin yapabilecekleri 4.ve son hata ise, önde gelen ekonomilerinin bazılarının paniğe kapılıp, diğer rakip ekonomileri durduracaklar diye 'korumacılık' kalkanına baş vurmaları. Bu durum, küresel ticaret vetedarik zincirine olumsuz etkisi ile, küresel resesyonu daha da derinleştirecektir. Umarız, önde gelen ekonomiler bu hatalardan uzak durur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.