Gerek geçtiğimiz hafta OECDçatısı altında gerçekleştirilenve Bakanımız Pof. Dr. VahitKirişçi'nin en dikkatle dinlenen vegörüşme talep edilen katılımcı olduğuTarım Bakanları Toplantısı, gereksede bu hafta OECD çatısı altında süregelenküresel enerji ve gıda arz krizineyönelik değerlendirme ve toplantılar,modern tarihin en ağır küresel enerji vegıda krizi ile karşı karşıya olduğumuzuteyit eden tespitlere sahne olmakta.İki küresel krizin birbiriyle bağlantısı üçtemel başlığın bir araya geldiği bir 'krizüçgeni' ile tanımlanıyor; birinci başlıkİklim Değişikliği (Climate), ikincibaşlık Kovid-19 (Covid) ve üçüncübaşlık Rusya-Ukrayna Savaşı'nıntetiklediği derin belirsizlik ve kargaşa(Conflit). OECD üyesi ülkelerinuzmanları bu tabloyu '3C' olarak kısacabelirtmekteler.
Küresel enerji krizi ile küresel gıda krizini bir araya getiren önemli başlıklardan birisi ise 'gübre'. Çünkü, suni gübre, fosil yakıt kullanımıyla üretilen bir ürün ve tarımsal üretim için tartışmasız bir gereksinim. Kimyevi gübrenin üretiminin ana hammaddeleri doğalgaz, fosfat kayası ve potas tuzu olmak ile birlikte, OECD çatısı altındaki toplantılarda, Afrika'nın tarım yatırımlarınınfinansmanındaki sıkışmadan, kıtanın kimyevi gübre üretimi için ara girdi olan amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asite ulaşım imkanları da masaya yatırılıyor. Çünkü, iklim değişikliğinden dolayı kuraklık sorunu ile, küresel pandeminin ana ve artçı sonuçlarıyla zaten boğuşan Afrika, aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle tarımsal ürün, gıda ve üretim için gerekli olan hammaddelere ulaşmak konusunda da bugünlerde ciddi zorluklar yaşıyor.
Türkiye, Afrika'nın kapsamlı sorunlarına, söz konusu engellerin aşılmasına yönelik çözümlere en güçlü çağrıyı yapan, kalıcı çözümler için geceli-gündüzlü çalışan, bir elin parmakları kadar bile olmayan, ülkeler arasında öne çıkmakta. Gerek OECD tarım bakanları toplantısı, gerekse de sonrasında yapılan toplantılar, Afrika'dan başlayarak, başta gübre, tarımsal üretim için gerekli olan girdileri dünyada en pahalı kullanmak zorunda kalan coğrafyalar için 'radikalçözümler' bulunması gerektiğine işaret ediyor. OECD çatısı altındaki ülkeler, küresel gıda krizi için -ki, 2023'de krizin daha da ağırlaşacağına dair endişeler çok güçlü-, pragmatikçözümlerle ve etkin olarak bir arada hareket etmeleri gerektiğinin farkındalar. Küresel iklim değişikliği, daha yüksek ısıda, daha kurakkoşullarda tarımsal üretim imkanlarını geliştirmek noktasında birlikte araştırma ve geliştirme yapılmasını da gerekli kılıyor.
Daha dayanıklı ürünlerin geliştirilmesi ve mahsulatın ağırlığının bu tür ürünlere dönüştürülmesi, var olan gıda bankalarının yeniden yapılandırılması ve daha etkin hale getirilmesi, tarım ve gıda endüstrisinde kısa ve uzun dönem yatırımlar arasındaki dengesizliklerin giderilmesi ve senkronizasyonun sağlanması kritik önemde. Bunun yanı sıra, 1 trilyon dolara ulaşan küresel tarım ve gıda ürünleri israfının ortadan kaldırılması adına, tüketicidavranışlarını kökten değiştirecekçözümler, programlar ve küresel çağrılar, üretim esnasındaki lojistik ve paketleme metodolojilerinin gözden geçirilmesi gündemdeki yerlerini koruyacak. Son bir nokta olarak, küresel ölçekte gıda sistemlerinin yenidentasarımı, köklü dönüşüm de ortak tespitler arasında yer almakta. Çözümün önemli bir parçası finansman. Tarım ve gıda yatırımlarının finansmanında daha inovatif yaklaşımlar konusunda da çağrıya şahit olduk. Bu adımlar, hiç şüphesiz, gençlerin tarım sektörüne olan ilgisini de yoğunlaştıracaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.