Enerjide ‘esas kriz’ 2023’te
Oysa, yaşanmakta olan küresel enerji krizi, dünyanın önde gelen ekonomilerinin yenilenebilir enerjiye geçişlerini hızlandırmalarının, 'yeşil enerji dönüşümü'nün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha teyit ediyor. Ne yazık ki, neoliberal ortodoks politikalarda ısrarcı olan iktisatçılar ve onlardan destek alan merkez bankaları ile ekonomi yönetimleri nedeniyle, 'yeşil enerji dönüşümü' de, küresel 'sürdürülebilir kalkınma' hedefleri de risk altında. Üçüncü detay ise, 1970'lerin petrol krizinin bir 'fiyat krizi' olduğunu hatırlayarak, bu defa yaşanan küresel enerji krizinin 'fiyat'ın da ötesinde, bir bölgesel ve küresel 'tedarik' krizi de olduğu gerçeği. Nitekim, Rusya- Ukrayna Savaşı'nın derinleştirdiği tedarik krizi, petrol, doğalgaz, kömür ve zenginleştirilmiş uranyum çubuklarının üretimi ve dağıtımını iyice karışık hale getirmiş durumda.
Hemen hemen tüm kıtalar için bir başka riskli konu ise, hidro. Küresel iklim değişikliği ve La Nina nedeniyle, etkisini daha da arttıran kuraklık sorunu, geçtiğimiz yaz başından bu yana Avrupa'nın hidro enerji kapasitesi açısından, hatta nükleer enerji santrallerinin soğutulması adına da önemli bir risk oluşturmakta. Bu nedenle, doğalgaz ve kömür fiyatlarının küresel ölçekte aşırı dalgalandığı bir dönemde, hidroelektrik ve nükleer enerji santrallerinin kapasitelerinin de dalgalanma göstermesi, OECD nezdindeki Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) İcra Direktörü Dr. Fatih Birol'un da ifade ettiği gibi, dünyayı ilk gerçek enerji kriziyle karşı karşıya bırakmış durumda. Dr. Birol, küresel sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) piyasalarında arzın talebi karşılayamayacağı endişesi ve başlıca petrol üreticilerinin üretimi kısmasının dünyada yaşanan 'ilk gerçek enerji krizi'ni tetiklediğini vurgulamakta
Fatih Birol, Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak, bir tarafta Avrupa'nın LNG ithalatının artması, diğer tarafta, bilhassa 2023'den itibaren, Çin'de yakıt talebinin artma olasılığının, küresel LNG piyasasında 2023 için yalnızca 20 milyar metreküplük LNG kapasitesi olacağı düşünüldüğünde, gelecek yılın çok sıkışık geçeceğinin altını çiziyor. Bu nedenle, uzmanlar, bir şekilde 2022 sonbaharının yönetileceğini; esas krizinin 2023 sonbaharı, 2024 kış aylarında yaşanacağını hatırlatıyorlar. Beklenen sıcak seyreden sonbahar zamana yayılır ise, bu durum Avrupa'nın en azından bu kışı az hasarla atlatabilmesi adına değerli olacak. Ancak, 2023 ilkbahar sonu itibariyle, yüzde 25-35 seviyesine düşmesi beklenen doğalgaz depolarının tekrar doldurulması çok zahmetli olacak. Üstüne, OPEC'in 2 milyon varil üretimi kısma kararı da kalıcı olur ise, enerji fiyatlarının hem üretici fiyatları endeksi (maliyet enflasyonu), hem de tüketici fiyatları endeksi (talep enflasyonu) üzerindeki kalıcı etkisini takip etmeyi sürdüreceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)