Avrupa'nın saygın düşünce kuruluşları, 2021 yılında başlayıp, 2022'de Rusya-Ukrayna Savaşı ile daha da derinleşen küresel enerjifiyatları artışı ve enerji arzı krizinin şu ana kadar Avrupa başkentlerine kaça mal olduğunu hesaplamaya çalışıyorlar. Hane halkı ve işletmeleri, evleri ve fabrikaları pahalı enerji fiyatından korumak adına şu ana kadar seferber edilmiş kaynak 500milyar euro olarak öngörülmekte. Avrupa'nın önde gelen iktisatçıları ve uzmanları, son 1 yılda Avrupa'nın harcamak zorunda kaldıkları 500 milyar euro, eğer Rusya'nın Kırım'ı ilhak ettiği dönemden itibaren, 2014'den bu yana, Avrupa'nın 'yeşil enerji dönüşümü' ve enerji kaynak çeşitlendirilmesi için kullanılsa idi, hikayenin bugün bambaşka olacağını, enerji krizini gündeminden çıkarmış bir Avrupa'yı konuşacağımızı belirtiyorlar.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel'in şu ana kadar bir araya getirdiği veriler, gerek hane halkını ve işletmeleri desteklemek gerekse de enerji fiyatlarındaki yükselişi dengelemek ve piyasayı belirli bir düzeyde tutabilmek adına sırasıyla, Birleşik Krallık'ın 178,6 milyareuro, Almanya'nın 100,2 milyar euro, İtalya'nın 59,2 milyar euro, Fransa'nın 53,6 milyar euro, İspanya'nın 35,5 milyar euro, Polonya'nın 10,6 milyar euro, Avusturya'nın 8,9 milyar euro, Romanya'nın 6,9 milyar euro, Yunanistan ve Danimarka'nın 6,8 milyar euro, Hollanda'nın 6,2 milyar euro, Belçika'nın 4,1 milyar euro, Çekya'nın 2,9 milyar euro, Hırvatistan'nın 2,4 milyar euro, Bulgaristan'nın 1,8 milyar euro, İsveç'in 1,6 milyar euro, Litvanya, Lüksemburg ve Letonya'nın 1,1 milyar euro, Slovakya'nın 1 milyar euro, İrlanda'nın 700 milyon euro, Finlandiya'nın 500 milyon euro, Slovenya'nın 400 milyon euro, Malta ve Estonya'nın ise 200 milyon euro kaynak ayırdıklarını teyit etmekte.
Avrupa Birliği Komisyonu'ndan ise iki hamle geldi. İlk hamle geçen hafta. Enerji krizine yönelik acil durum planı kapsamında, düşük maliyetli elektrik üreticilerinin gelirlerinin sınırlandırılması, fosil yakıt firmalarından fazla katkı alınması, binalarda termostatların kısılması yoluyla elektrik talebinin düşürülmesi ve müşterilerine enerji fiyatlarını sınırlı yansıtan, satın aldığı fiyat ile sattığı fiyat arasında zarar eden enerji şirketlerine de likidite sağlanması hedefleniyor. Nitekim, söz konusu acil yardım planından elde edilmesi öngörülen 140 milyar euro kaynak da, yine hane halkı ve işletmelere enerji maliyetlerindeki artışı dengeleyebilmeleri için kullandırılacak. Ancak, enerji maliyetlerindeki artış o kadar sert ki, demir-çelik, gübre, alüminyum,makine gibi üretimde yüksek oranda enerji kullanması gereken sektörlerde çalışan Avrupalı firmaların belirli bir süre veya süresiz olarak ara verdikleri, vereceklerine dair açıklamaların ardı arkası kesilmiyor.
Bu nedenle, Avrupa'da sanayi üretiminin ağır bir aksama yaşamaması ve hane halkının doğalgazsız ve elektriksiz bırakılmaması adına, AB üyesi ülkelerin enerji bakanları, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa karşı alınacak önlemleri ve mevcut tedbir paketlerindeki başlıkları görüşmek üzere, önümüzdeki hafta Cuma günü Brüksel'de olağanüstü toplantı gerçekleştirecekler. AB Komisyonu'nun bir başka hamlesi ise, 19 Eylül tarihli olarak, belirli türden gübreler, hayvan yemleri, ahşap ürünleri, çimento ve kömür ile diğer katıfosil yakıt ürünlerinin Rusya'dan ithali ve taşınması üzerindeki yasağı kaldırması oldu. Çünkü, tahıl koridorunun yanı sıra, Rusya ve Ukrayna'dan gübre tedarikinin de başlamaması halinde, tüm dünyayı halen önemli bir tarımsal üretim tehdidi bekliyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.