1453, İstanbul'un Fethi, bir askeri dehalığın, devletin kurumsal yönetişim becerisine yönelik kararlılığın, Osmanlı Devleti'nin ve İmparatorluğun bilim ve teknolojiye verdiği ödünsüz önceliğin bir nişanesidir, kutlu bir zaferdir, dünya tarihi açısından bir kırılma noktasıdır. Orta Çağ'ın kapanarak, Yeni Çağ'ın açılması sadece düz bir anlam yükleyerek ifade edilebilecek bir husus değildir. Çünkü, Fatih Sultan Mehmed Han ve emrindeki Osmanlı Ordusu'nun şanlı zaferi, sadece askeri strateji ve silah sistemleri adına devrimsel bir dönüşümü müjdelemez; aynı zamanda, devletin kurumsalyönetişimi adına yeni bir kanuni düzeni, nizamı; Orta Çağ'ın adalet ve ahlak değerlerine göre yeni bir adalet veahlak anlayışının varlığını hükmeder.
Tüm bu devrimsel dönüşümün yanı sıra, fizik, kimya, matematik veastronomiye dayalı bilim ve teknoloji anlayışının Orta Çağ'ın dogmalarını yerle yeksan etmesini temsil eder. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'un fethinden sonra, bugün İstanbul Üniversitesi'nin tarihini oluşturan medreseleri Süleymaniye'de kurdurmuş olması, eğitimin ve eğitim görmüş nesillerin ülkelerin devrimsel başarılarındaki vazgeçilmezliğinin kanıtıdır. Bu nedenle, 2023 Türkiye'sinin başarılarının sürdürülebilirliği de köklü ve inovasyona odaklı bir eğitim sisteminden, Türkiye'nin stratejik sektörlerine bilim insanı, mühendis, yönetici, teknik uzman yetiştiren güçlü bir yüksek öğretim sisteminden geçmekte.
Çünkü, uçtan uça 'hiperdijitalleşme'sürecinden geçen dünya ekonomisinde,iddiamızı Ülkemizin gençlerininortaya koydukları zihinsel başarılarla,buluşlarla, yazdıkları kodlar ve yazılımlarlasürdüreceğiz. Ancak ve ancak, köklüve inovatif bir eğitim sistemi ile, birülkeyi bilim ve teknolojide, yeni buluşlardaiddialı hale getirmemiz mümkündür.Genç ve yetişkin beyinlerimizle, bilim veteknolojide yakaladığımız ve yakalayacağımızsürdürülebilir başarı, Türkiye açısındanküresel ticarette de varlığımızı dasürdürülebilir kılmak; küresel GSYH veküresel ticaretteki payımızı önce yüzde1,5'a; ardından yüzde 3'e taşımakdemektir. Bu başarıyı, Türkiye'yi yüksekteknoloji ve yüksek katma değerli ürünlerüreten ve bunları dünyaya ihraç eden birülke kılarak yakalayacağız.
İstanbul'un Fethi'nden günümüze, 2023, 2053 ve 2071'e, Türklerin dünya ekonomisi ve siyasetindeki başarılarını sürdürülebilir kılan en güçlü değerler ağı, en etkili değerler zinciri 'Eğitim-Teknoloji-İnovasyonÜretim-Ticaret-SürdürülebilirRekabet' bileşkesidir. Elbette, bölgesel ve küresel anlamda bilim ve teknolojide, üretimde, ticarette ortaya koyduğunuz iddiayı, ürettiğiniz yüksek katma değeri savunma endüstrisindeki başarılarınız ve güçlü bir ordu ile korumanız gerektiğini de unutmamak gerekiyor. Türkiye'nin karada, denizde, havada ve uzayda konvansiyonel savunma silahları, yeni nesil teknolojiye dayalı savunma silah ve ekipmanlarının yanı sıra, süper ve hiper düzeyde yeni savunma sistemlerine geçişi azimle sürdürmesi, Avrasya'nın vazgeçilmez oyun kurucu ülkesi olma rolümüzü de perçinlemektedir. Fethin 569. yılında, Azerbaycan'da 'Teknofest' düzenleyen bir Türkiye'nin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri, kurduğu medresede 1481'de 10 dilde 5 bin kitaplık kütüphane oluşturmuş Ecdadımızın vizyonunu 21. Yüzyıl'da daha iddialı bir geleceği taşımaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.