Öncelikle Sizlerin ve Ailelerinizin Bayramını Kutlarım. Bir bayram günü, Sizleri günlük yaşamamızla ilgili bambaşka bir konu hakkında bilgilendirmek istiyorum. Konu, günlük hayatımızın vazgeçilmez parçası olan 'zamanın ölçülmesi'nde yepyeni bir gelişme. Bir an için düşünün, günlük yaşamamızın farkında olmadan en değişmeyecek unsuru olan ölçüm birimleri olmasaydı ne olurdu halimiz. Bir an için, 7 temelölçüm birimi olan zaman, uzunluk, kütle, elektrik akımı, sıcaklık, ışık yoğunluğu ve madde miktarı olmadan nasıl yaşayabileceğimizi gözünüzde canlandırın. İmkansız geliyor değil mi? Ekonomik, sosyal ve toplumsal hayatımızın bütünü bu 7 temel ölçüm birimi sayesinde yürüyor ve gelişiyor.
Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu (BIPM), 20 Mayıs 1875'de kurulmuş ve 9 Eylül 1970 tarihli bir Fransız kararnamesi ile uluslararası kurum statüsü kazandırılmış bir önemli kurum. Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 62 üye ülkeyi bünyesinde barındırıyor. 62 üye ülkenin, Uluslararası Ölçüm Sistemi dahil, ölçüm bilimi ve ölçüm standartları ile ilgili konularda birlikte hareket ettiği, UluslararasıMetre Kongresi'nde imzalanan Metre Anlaşması ile kurulmuş hükümetler arası bir kuruluş. Bilim, teknoloji ve ticaretin vazgeçilmez ögeleri haline gelmiş durumda olan tüm ölçüm bilimi ve ölçüm standartlarında, 2018 yılında kütle ölçümü olan 'kilogram', elektrik akımı birimi 'amper', sıcaklık birimi 'kelvin' ve madde miktarı birimi 'mol'un tanımı değiştirildi.
Söz konusu ölçüm birimleri, mol dışında. tek bir ölçüme yani 'zaman'a da endekslenmiş durumda. Bu nedenle, 'zaman'ın ölçüm biriminideğiştirmek, aslında diğer ölçüm birimleri için de büyük bir değişim anlamına geliyor. BIPM danışma komitesi başkanı fizikçi Noel C. Dimarcq'ın ifadesiyle, günümüzde birimlerin tamamı otonom değil, hepsi saniyeye endeksli durumda. Bir örnek vermek açısından, manavdan 1 kilo patates istediğimizde, aslında belirli bir miktar saniye patates istemiş de oluyoruz. Bir başka örnek olarak, metre 'ışığın saniyenin 299 milyon 792 bin 458'debiri kadar sürede kat ettiği mesafe' olarak da tanımlanıyor. İşte, yarım yüz yıldan daha uzun bir süreden beri ilk kez, bilim insanları, yeni nesil saatlerin daha net ölçüm kabiliyeti sayesinde, 'saniye'nin tanımını da değiştirmeye hazırlanıyor.
Küresel ölçüm sistemi saniye üzerine inşa edildiği için onun tanımlanmasının büyük bir dikkatle yapılması gerekiyor. Yani tanım değişirken sürenin kesinlikle aynı kalması gerekiyor. Zaman. insanoğlunun uygarlık tarihinin ilk başlarında dünyanın bir günde kendi etrafında yaptığı dönüşe göre tanımlanıyordu. Antik Mısır astronomları gece ve gündüzün her birini 12 saatlik birime ayırarak bir günü 24 saat olarak tanımladı. 24 saatin 1440'da biri dakika, 86 bin 400'debiri de saniye olarak kabul edildi. Bu tanımlama 1967 yılına kadar geçerliliğini korudu. Ama bu tanımlamanın sorunları vardı. Dünyanın dönüş hızı kademeli olarak azalıyor bu nedenle günler yavaş yavaş uzuyordu.
Elbette bir saniyenin süresi de. Bu küçük değişimler zamanla önemli bir büyüklüğe ulaştı. Dünya saati 2 binyıllık süreçte yaklaşık 3 saat kaybetti. Bu nedenle ölçüm bilimciler asla yavaşlamayan atom içindeki parçacıkların hareketlerine yöneldi. Bilim insanları oda sıcaklığında sıvı halde bulunan bir metal olan 'Sezyum 133Atomu'na yöneldi. Buna göre, 1967 yılında saniyenin tanımı oda sıcaklığındaki uyarılmamış 'Sezyum-133 Atomu'nun temel durumdaki iki enerji seviyesi arasındaki geçişe karşılık gelen, 9.192.631.770 döngülük radyasyon olarak belirlendi. Bunun için de optik atom saatleri geliştirildi. Bakalım yeni ölçüme nasıl adapte olacağız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.