‘Can çekişen’ küreselleşmenin akıbeti ne olacak?
'Küreselleşme' olgusu, eğer G7 ekonomileri tarafından 'aslolan malı ucuza üretmek ve tedarik etmektir' diye tüm dünyaya empoze edildiyse; gelişmiş ekonomiler tüm sistemi 'hammadde, enerji ve nihai ürünü ne olursa olsun ucuza temin et ve rekabetini sürdür' temeli üzerine oturtmuşlardı ise, iki 'siyah kuğu' küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı' bu 'sahte' kolaycılığı tümüyle çökertmiş durumda. 'Ne olursa olsun ucuza temin et' yaklaşımını; can çekişen mevcut 'küreselleşme' anlayışını bir kenara bırakarak, G7 ekonomilerinin savundukları küresel değerleri önceliklendiren yepyeni bir küresel üretim, tedarik ve değer zincirini sil baştan tasarlamaları gerekiyor.
Esasen, küreselleşme olgusu, 'güç merkezleri'ne dayalı bir 'çok kutuplu dünya'nın veya birbirlerinden iyice ayrılmış 'izole bloklar dünyası'nın aksine, dünyanın önde gelen ekonomilerin 'ortak gelecek' ve 'yeryüzünün korunması' adına birlikte politika ve çözüm üretmesini gerektiriyor. İklim, çevre, ekoloji, yeşil kalkınma devrimi, sürdürülebilir kalkınma amaçları gibi kritik alanlarda ortak strateji oluşturmayı gerektiriyor. Bu nedenle, bugün var olan 'küreselleşme' anlayışını sürdürmek artık imkansız. Çünkü, 'ucuz enerji, ucuz hammadde ve ucuz ürün temin et'mede ısrar, artık 'insan hakları, özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü' temel kavramlarını ayaklar altına almayı göze alacak bir aymazlığı, bir umarsızlığı, bir etiksizliği gerektiriyor.
Peki, içinden geçmekte olduğumuz süreç dünya ekonomisini iyice 'kutuplaştırır' ise, ülkeler yeryüzünü ve gelecek nesilleri korumak, onlara daha güzel bir dünya devretmek adına yapılması gereken öncelikleri bir kenara bırakırlarsa, tüm küresel sistem nereye sürükleniyor olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde tüm küresel platformlarda vurguladığı gibi, 'yüzü gülen' nesiller için, dünyanın küresel meselelere 'ortak çözüm üretme kabiliyeti'ne odaklanması gerekmiyor mu? Çocukların kulakları bomba sesleriyle değil, akranlarının neşeli sesleriyle çınlamamalı mı? Gelecek nesiller adına, dünyanın önde gelen ülkelerinin savaşları bitirmek, krizleri sona erdirmek ve huzur iklimini genişletmek için daha yoğun gayret göstermeleri gerekmiyor mu?
Can çekişen 'küreselleşme 2.0' yerine, 'bilinçli kapitalizm'e dayalı, 'her şeyi ucuza temin etme'nin derdinden çok, 'yeryüzü ve geleceği koruma'nın derdinde olan 'küreselleşme 3.0'a odaklanmanın vakti geldi de, geçiyor bile.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)
- Türkiye’nin gücü ve bağımsızlık yürüyüşü (28.10.2024)