Çarşamba günkü yazımızda, küresel enerji denkleminde tüm kartlar masadayken, petrol ve doğalgaz gibi iki kritik fosil yakıtla ilgili denklemin hayli karışık olduğunu belirtmiş; yazıdaki detaylar doğrultusunda, yeşil enerji, yenilenebilir enerji gibi kritik önemdeki başlıkların Rusya- Ukrayna gerginliğinden ne ölçüde etkilendiklerinden bile bahsedemediğimizi belirtmiştim. Çünkü, fosil yakıt türevleri olarak petrol ve doğalgazı geçelim, Almanya gibi 'yeşil enerji'nin en önemli savunucusu olan bir ülkenin Federal Ekonomik İşler ve İklim Eylemi Bakanlığı Müsteşarı ve Agora Energiewende düşünce kuruluşunun kurucularından Dr. Patrick Graichen'in 'kömür' için söyledikleri de kritik önemde.
Graichen'in ifadesiyle, Rusya'nın son adımlarıyla doğalgazın bir enerjiköprüsü teknolojisi olduğu anlatısı bozuldu, köprü çöktü. Bu durum, kısa vadede, muhtemelen enerji şebekesinde daha fazla kömür; uzun vadede ise daha hızlı yeşil hidrojen anlamına geliyor. Oysa, Dr. Graichen 2014'den bu yana 'net-sıfır karbon' hedefleri için kömürle vedalaşmanın kaçınılmaz olduğunu; yenilenebilir enerjiye daha hızlı yoğunlaşmanın bir şart olduğunu vurgulamaktaydı. Rusya-Ukrayna gerginliğinin tüm dünyada bir anda önceliklendirdiği 'enerji arz güvenliği' konusunun 'yeşil kalkınma', 'yeşil enerji' ve 'sürdürülebilirlik' başlıklarının fazlaca önüne geçmesinden kaynaklanan bir tedirginlik de gözleniyor.
Nitekim, bir yandan Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü askeri operasyonun bir an önce sonlandırılması ve derhal ateşkesin ilanı için aralıksız çağrıda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Guterres, diğer yandan da tüm bu gelişmelerin 'küreseliklim değişikliği', 'yeşil enerji' ve 'enerji dönüşümü' ile ilgili küresel ölçekte öncelikli gündem başlıklarını gölgede bırakmaması gerektiğini de hatırlattı. Bu temel gerçeğe rağmen, 'enerji arz güvenliği'nin acil öncelikleri şu anda tüm küresel önceliğe sahip başlıkların önüne çıkmış durumda. Fransa'dan Japonya'ya, ABD'den Türkiye'ye, önde gelen pek çok ülke enerji arz güvenliği ve sektörlerin enerji maliyetlerini yönetme kabiliyetlerini güçlendirecek destekler konusunda, ardı ardına açıklamalarda bulunmaya devam ediyorlar.
Avrupa Birliği cephesinde ise adeta bir 'termostat ekonomisi' olarak adlandırabileceğimiz bir tablo ile karşı karşıyayız. Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) geçtiğimiz hafta 1derecelik termostat azaltımı önerisi AB'ye 10 milyar metreküplük tasarruf sağlarken, AB uzmanlarının 2 derece daha azaltım yılda tasarrufu 15 milyar metreküpe çıkarıyor. Bu noktada, kimi AB ülkelerinde enerji kullanımında 'karne dönemi'ne dönüş gibi fikirler bile tartışılmakta. Bu denklem içerisinde, ABD'nin Venezüella ve İran üzerindeki petrol ambargosunu yumuşatıp yumuşatmayacağına kadar, önümüzdeki 6 ayile 1 yıllık dönemde küresel enerji dengelerinde masadaki kartların tekrar nasıl dizileceği merak konusu. Bu arada, Avrupa piyasalarında dizel, motorin sıkıntısı olup olmayacağı da ayrı bir tartışma konusu. Bakalım 'yeşil ekonomi' ve 'yeşil enerji' tartışmaları gündemin daha da gerisine düşecek mi? Bunu da önümüzdeki pazartesi yazısında tartışacağız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.