‘Kaliteli’ büyüme ekonominin ilacıdır
Bir hafta sonra, yine bu köşede, Türkiye'nin bu yılın 2. çeyreğine yönelik GSYH büyüme verisi tahminimizi de paylaşacağız. Şimdiden, tarihi bir rekora kendimizi hazırlayalım. Bu rekor oranı salt, 2020'nin 2. çeyreğinde tüm dünya ekonomisinin olumsuz yönde etkilenmesine bağlı olarak, bir matematiksel düzeltmeyle izah edemeyiz. Nitekim, Çin'in bu yılın 2. çeyreğindeki yüzde 7.9'luk büyümesi, matematiksel düzeltme konusunda gereken ipucunu veriyor. Oysa, Türkiye'nin 2. çeyrek GSYH büyümesi için yüzde 20'nin çok üzerinde bir büyüme konuşuyoruz. Benim öncü tahminin yüzde 28-32. Bununla birlikte, gelecek hafta daha ince ayar büyüme oranı tahminimizi bir yazıyla paylaşacağız.
Küresel pandeminin dünya ekonomisi ve dünyanın önde gelen 40 ekonomisi üzerindeki üretime, hammadde, ara mamul tedarikine, emtia fiyatlarına ve istihdama yönelik etkileri Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) gerek yıllık, gerek ara dönem raporlarında en geniş detaylarıyla izah ediliyor. Keza, BM Uluslararası Çalışma Örgütü'nun (ILO) son küresel istihdam raporundaki analizleri de, kısa bir süre önce bu köşede paylaşmıştım. Tüm uluslararası ekonomi kurumları, bir dönemin neo-liberal ekonomiyi en şiddetli savunan IMF'i dahi, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) dahi, küresel pandeminin yaralarının sarılmasına yönelik genişletici para ve maliye politikası tedbirlerini sonlandırmada aceleci davranılmaması gerektiğini ısrarla vurguluyorlar.
Üstelik, küresel ölçekte, önde gelen ülkelerin hemen hemen tümünde hem maliyet enflasyonunun göstergesi olan ÜFE ve talep enflasyonunun göstergesi olan TÜFE endeksleri artıyor olmasına rağmen. Çünkü, halen 1-1.5 senede yükseliş etkisini kaybedeceği öngörülen enflasyon ve fiyat istikrarı ile, üretimi, istihdamı ve ihracatı önceliklendirme konusu gündeme geldiğinde; ülkelerin üretimi, istihdamı ve ihracatı önceliklendirmek konusunda hiç bir tereddüdü yok. Bu nedenle, üretim, istihdam ve ihracat için yatırımların devamlılığı ve reel sektörün ayakta kalması elzem ise, enflasyon ve fiyat istikrarı ile faiz politikası arasında, üretimi, istihdamı ve ihracatı önceliklendirecek patikayı iyi rotalamak gerekiyor. Bu anlamda, hazır Türk reel sektörü 'yüksek katma değere' dayalı, 'kaliteli' ve 'sürdürülebilir' büyüme patikası'nı yakalamış iken, uluslararası kurumların raporlarını da iyi takip ederek, 2021'i üretim, istihdam ve ihracat odaklı patikada sürdürmemizde sonsuz yarar var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)