Küresel ekonomide bitmeyen gündem: Vergi
ABD, gerek çok uluslu şirketlerin bir merkezden yürüttükleri operasyonlarda, başka ülkelerdeki ekonomik faaliyetlerinin vergilendirilmesi, gerekse de kurumlar vergisinde son 30 yılda gözlenen rekabet nedeniyle eleştirilerini sıklaştırmış durumda. Bilhassa, çok uluslu şirketlerinin ana merkezlerinin yanı sıra, faaliyetlerini yürüttükleri her bir ülkede ayrıca vergilendirilmeleri konusu, çifte vergilendirilmenin önlenmesine yönelik düzenlemelere rağmen, önemli bir tartışma alanı. ABD bu konuda rahatsızlığını dile getirse de, temel gerçek, küresel faaliyetleri nedeniyle tartışmanın odağında olan ülkelerin çoğunun ABD menşeli olması, ABD'nin tepkisini bir ölçüde anlamsızlaştırıyor.
Çünkü, bu tartışma, aynı ölçüde küresel ölçekte ticari faaliyet yürütmeye başlamaları halinde, yakın zamanda Çinli ve Avrupalı firmalar için de gündeme gelecek ve geliyor da. Burada tartışmanın en kritik noktası, verginin tabana yayılması hususu. Konunun özü, hükümetlerin temel kamu mallarına yatırım yapmak ve krizlere yanıt vermek için gereken kamu finansmanına sahip olabilmeleri için, sürdürülebilir ve istikrarlı vergi sistemlerinin gerekliliği. Bunun sağlanabilmesi adına, ülke ekonomisindeki tüm tüzel kişilerin ve gerçek kişilerin sistemin içinde yer alacağı adil ve tabana yayılmış vergi sistemi her ülkenin ideali. Şimdi, bu finansman kaynağı yüküne, ülke ekonomisinden iyi gelir elde eden çok uluslu şirketlerin de katkı sağlaması isteniyor. Çok uluslu şirketlerin elde ettikleri küresel gelirler doğal olarak iştah kabartmakta.
Bu arada geçtiğimiz çarşamba günü, Merkezi Lüksemburg'ta bulunan, AB'nin en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde yer alan Genel Mahkeme, AB Komisyonu'nun iddialarını yeterli biçimde kanıtlayamadığını belirtilerek, Amazon'u cezalandıran kararın iptaline karar verdi. AB Komisyonu 2017 yılında, Amazon'un Lüksemburg'da faydalandığı vergi uygulamalarını yasa dışı bulmuş ve şirketin 250 milyon euroluk vergiyi faiziyle birlikte geri ödemesine karar vermişti. Bu gelişme, çok uluslu şirketlere gelişigüzel vergi salmak yerine, tüm dünyaca kabul gören bir asgari vergilendirme modelinin kabul görmesinin daha yararlı olacağına işaret ediyor.
Bu noktada, G-20 çatısı altında tartışması devam etmekte olan bir başta konu da ülkeler arasında minimum düzeyde kurumlar vergisi uygulamasına yönelik rekabetin de sonlandırılması. ABD başta olmak üzere, Avrupa kıtasından kimi G-20 ülkeleri, , kurumlar vergisi üzerinden ülkeler arasında bir rekabeti arzu etmiyorlar ve bu konuda bir genel konsensüs arzu etmekteler. Bu noktada, Trump döneminde kurumlar vergisinin düşürülmesi yönündeki adım sonrasında, Başkan Biden yüzde 21'e indirilmiş olan kurumlar vergisinin yüzde 28'e çıkarılmasını yeniden teklif etmiş durumda. Önümüzdeki günler ve aylarda vergi konusunu izlemeyi sürdüreceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)