‘İslamofobi’nin ekonomik gerekçeleri
SETA Vakfı'nın kapsamlı 'İslamofobi' Raporu'nun tanıtımında konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'un da altını çizdiği gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen 'Medeniyetler İttifakı' Girişimi, küresel ekonomi-politik açısından önemli bir risk oluşturan İslamofobi'ye karşı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin, aynı zamanda dost ve müttefikleriyle yakın işbirliği içerisinde, ayrımcılıkla, nefret söylemiyle, Müslümanlara karşı şiddetin teşvik edilmesiyle mücadelesinin ne kadar kritik önemde olduğuna işaret ediyor. Prof. Dr. Altun, farklılıkların ve eşitliğin destekçisi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, dini ayrımcılıkla mücadele noktasında tarihi adımlar attığını da hatırlatıyor.
Avrupa ülkelerinin parlamentolarında, hükümet kurumlarında, uluslararası saygın kurumlarda Müslüman siyasetçilerin, kanaat önderlerinin çok önemli roller üstlendikleri bir süreçte, küresel ekonomi-politikte İslam Dünyası'nın artan gücü, 1830'dan bu yana uluslararası sistemi kontrolleri altında tutan bir kesim; bilhassa bir grup radikal 'Hıristiyan' akım açısından kabul edilemez görülüyor.
Hıristiyan nüfus ağırlıklı ülkelerde 'yaşlanan nüfus' ve 'rekabet zaafiyeti' gibi sorunları, bu ülkelerde mikro işletmeler ve KOBİ'lerin yaşadıkları sıkıntıları, kendi hatalarını 'Müslümanlar yüzünden' diyerek ört bas etmeye çalışan siyasiler ise, sadece ülkelerinin toplumsal huzuruna ağır zarar vermekteler. İslam Dünyası'ndaki uyanış, Hıristiyan dünyasındaki bir kesimin 'yeni emperyalizm' döneminin de sonunu getiriyor. Kapsayıcı büyüme hamlesiyle, Afrika'dan başlayarak, bölgesine kol kanat geren Türkiye'nin hamleleri, bu tarihi ve kaçınılmaz dönüşümde, Avrupa'daki dostlarla birlikte, 'İslamofobi'nin de sonunu getirecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)