Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hızlı, etkili ve isabetli karar alma becerisinin daha da perçinleneceği bir kamu yönetim modeline geçiyor.
Adeta köklü bir kurumun, kurumsal hafızası güçlü, kurumsal yönetim ilkeleri yeterince oturmuş bir holdingin yönetim esasları gibi. Bu nedenle, bakanlıklara, müsteşarlıklara, üst kurullara yeni bir dinamizm, enerji, aktivite kazandıracak; organizasyonel beceriyi güçlendirecek bir hükümet yapısını oluşturmak kritik önemde. Bu yapıiçinde, yürütmeninbir numaralı sorumlusuCumhurbaşkanı'yla uyum içindeçalışacak, onun karar almasüreçlerini kolaylaştıracak, besleyecek,ülkenin kendi coğrafyasındakiliderlik becerisini güçlendirecekşekilde, ekonomik gücü, askeri gücü ve siyasi gücü perçinleyecek bir 'başkan yardımcılığı- konsey- başkanlık- bakanlık- üst kurul- müsteşarlık' ağ yapısının örülmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanına doğrudan bağlı olmak üzere, ekonomik güce odaklı bir 'ulusal ekonomi ve kalkınma konseyi', askeri güce odaklı bir 'ulusalgüvenlik konseyi' ve siyasi güce odaklı olarak, bir cephede 'adalet ve içişlerikonseyi', diğer cephede 'diplomasi vedış politika konseyi', G20 ülkelerinin pek çoğunda farklı ağırlıklarda veya sayılarda, ülke devlet başkanına bağlı olarak çalışmakta. Kimi ülkelerde 'uzay, bilim, teknoloji konseyi'nin varlığı da göz ardı edilmemeli. Bu noktada, Cumhurbaşkanı başdanışmanlarının ciddi sorumluluk üstlendiği, ülkenin alanında saygın akademisyen ve uzmanlarının yer aldığı bu türkonseylerin, Cumhurbaşkanı'nınkarar alma süreçlerine etkin katkısağladıkları ve ana strateji ve yolharitalarını oluşturdukları aşikâr.
Bakanlıklar, üst kurullar, müsteşarlıklar, başkanlıklar ise, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde icra, denetim ve gözetim yönleriyle öne çıkmaktalar. Bugünden 2030'a, Çin'in taşıyıcıkolon görevini ABD'den devralacağı,Pasifik-Atlantik, Güney-KuzeyYarımküre arasında yeni bir küreselekonomi-politik yapının inşa edileceğibir süreç yaşayacağız. Bu süreçte,Türkiye gibi oyun kurucu ülkelereyönelik ekonomik, diplomatik ve askeribasınçlar bir tırmanacak, bir gerileyecek.
Bu durum, 'Milli Güvenlik SiyasetBelgesi'ne dayalı askeri, istihbari, diplomatikstrateji ve harekât planlarınabenzer bir şekilde, 'Milli EkonomiSiyaset Belgesi' üzerinden, TürkiyeVarlık Fonu, BDDK, SPK, Masak,Hazine ve TCMB gibi kurumların ekonomive finans saldırılarına karşı taktik,hareket planı, görev ve sorumluluklarınıntanımlandığı bir başka 'milli' belgeyide gerekli kılıyor. Bu kurumlarımızarasında etkili bir koordinasyonla,Türkiye'ye yönelik manipülatifoperasyonları, küçük çekiç darbeleriyledeğil, 24 Haziran'dan sonra'balyoz'la darmadağın edecek yenibir konsepte geçmek elimizi güçlendirecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.