İPEK PAKSOY

Kahraman beklemekten vazgeç, o sensin!

Hepimiz hayatımızın bir kahramanı olmasını hayal ederiz ve bu kahramanı hep dışarıda, başkalarında ararız. Bir masal prensi ya da süper kahraman misali, birinin gelip hayatımızı güzelleştirmesini, bize doğru yolu göstermesini bekleriz. Oysa belki de aradığımız kişi çok yakınımızda; aynada gördüğümüz, yıpranmış ve yorgun ama bir o kadar da güçlü olan kendimizdir.

Kendi kendinin kahramanı olmanın en güzel yanı, başkalarına bağımlı kalmadan hayatınızı inşa edebilme gücü. Kahramanı başkası olanlar, aldığı her kararın onaylanmasını bekler; belki hep bir dış sesin rehberliğine ihtiyaç duyar. Ama siz, "Bunu ben böyle yapıyorum" diyebiliyorsanız, kendi rotanızı çizmenin özgürlüğünü deneyimliyorsunuz demektir. Kendi kararlarınızı alabilmek, hata yapsanız bile bu hataların tamamen size ait olduğunu bilmek muhteşem bir his değil mi?

Başkalarının doğrularıyla değil, kendi doğrularınızla yaşamak… İşte bu, kendi kendinin kahramanı olmanın belki de en güzel anı. Toplumun, ailenin, arkadaşların veya sosyal medyanın sizi belirli kalıplara sokmaya çalıştığı bir dünyada, "Ben böyle yapıyorum" diyebilmek bir devrim. Bu devrim küçük, sessiz, ama etkisi derin bir devrim... Kendi savaşınızı verirsiniz; bazen yenilirsiniz, bazen kazanırsınız, ama sonuçta hep kendi mücadelenizin sonucunu yaşarsınız.

Sosyal medyada sürekli karşılaştığımız başarı hikayeleri, fit vücutlar ve mükemmel yaşamlar, bazen bize belirli bir standart dayatıyor gibi görünebilir. "Sen de böyle yapmalısın" diyen bir iç ses, neredeyse her gün kulağımızda yankılanıyor.

Ama gerçek kahramanlık, bu fısıltılara kulak asmadan kendi yolunda yürüyebilmekte saklı. Kendi başarı hikayenizi yazmak, kendi kusurlarınızı kabul edip onları sevebilmek ve "Benim yolum bu" diyebilmek işte bu yüzden çok kıymetli.

Tabii ki, kendi kahramanımız olmak kolay değil. Kimi zaman yalnız hissetmek, kimi zaman çevreden onay görmemek canımızı sıkabilir. Ama bu yalnızlık, kendi özgürlüğümüzün ve gücümüzün bedeli. Kendi hayatınızın direksiyonunda olmak demek, zaman zaman yanlış yola sapmak ama o yoldan çıkıp tekrar doğru rotaya yönelmek demek. O yol belki dümdüz ve kolay olmayacak ama sonunda her adımın, her kararın, her başarının ve her başarısızlığın size ait olduğunu bilmek paha biçilemez.

Ve en nihayetinde, "Ben böyle yapıyorum" demek; başkasının doğrularıyla değil, kendi doğrularımızla yaşamayı seçmek, belki de en büyük kahramanlık. Bu, sessizce ama kendinden emin bir şekilde, kendi hikayenizin başkahramanı olmanın en samimi, en gerçek hali.

Sonuçta, herkes kendi hikayesinin kahramanı olmalı, çünkü bu hikaye sadece bize ait ve kimse bizim kadar güzel anlatamaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.