Cumhuriyet Halk Partili belediyeler ve Ekrem İmamoğlu sürekli gündemde yer bulmayı başarıyor. Ancak bu, yaptıkları icraatlardan veya halka yönelik büyük hizmetlerden değil; yolsuzlukoperasyonları, skandallarve usulsüzlüklerle ilgiligelişmelerden kaynaklanıyor.
Yerel seçimlerin üzerinden henüz bir yıl geçmişken, Cumhuriyet Halk Partili Beşiktaş Belediye Başkanı'ndan sonra Beykoz Belediye Başkanı da yolsuzluk operasyonu kapsamında tutuklandı.
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarının son örneği olarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan Köseler, savcılık ve poliste verdiği ifadelerde Beykoz Belediyesi'nde yolsuzluk olmadığını söyleyemedi. Köseler'e göre, Beykoz Belediyesi'ndeki ihalelerde yapılan usulsüzlükler kendisiyle alakalı değil, yalnızca danışmanı ve özel kalem müdürü arasındaki çıkar çatışmalarından kaynaklanan sorunlar.
Daha önce de bir dönem Beykoz Belediye Başkanlığı yapmış ve özel sektörde ciddi bir iş tecrübesi olan Köseler, belediye başkanı olarak özel kalem müdürü ve danışmanının yaptığı işlerden kendisinin sorumlu olamayacağını iddia etti. Bu ifadeler, CHP'li siyasetçilerin "sınırlı sorumlusiyasetçilik" anlayışına güzel bir örnek teşkil ediyor. Ancak mahkeme, bu savunmayı yeterli görmeyerek Köseler'in tutuklanmasına karar verdi.
Tekrar hatırlatmak gerekir ki Beykoz Belediye Başkanı,Beykoz Belediyesi'nde yolsuzlukyapıldığını ve ihalelerdeusulsüzlük yaşandığınıkabul etti. Ancak kendi sorumluluğunun olmadığını iddia etti. Fakat CHP'lilerin, özellikle de tek adaylı bir önseçimle CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanan ve partide "gölge genel başkan" olarak hüküm süren Ekrem İmamoğlu'nun perspektifinden bakarsak, Beykoz Belediyesi'ndeki operasyon, kendisinin önseçim sürecini engellemek için yapılmış bir siyasi kumpastan başka bir şey değil.
Ekrem İmamoğlu'ndan bahsetmişken, onun en yakınındaki isimlerden biri olan Murat Ongun tarafından yönetilen İstanbul MedyaAŞ'de de bir yolsuzluk soruşturmasıyürütüldüğünü ve şirketin muhasebe bilgisayarlarına el konulduğunu hatırlatalım. İstanbul Medya AŞ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir kuruluşu olmasına rağmen, daha çok Ekrem İmamoğlu'nun reklam faaliyetleriyle gündeme gelen bir yapı.
Pek çok gazeteci, sosyal medya ünlüsü, sanatçı ve medya kuruluşunun yolunun Murat Ongun'un yönettiği bu İBB iştirakinden geçtiği iddia ediliyor. Bazı CHP'li gazetecilere göre, Murat Ongun İstanbul Medya AŞ'nin gücünü kullanarak kendisini muhalif medyanın patronu olarak görüyor. Şimdi tüm bu iddialar soruşturma kapsamında inceleniyor.
Türkiye'de, israfı bitirme iddiasıyla yola çıkan bir siyasetçinin -hele ki cumhurbaşkanı adayı olmayı hedefleyen birinin- yolsuzluk operasyonlarına karşı daha temkinli davranması beklenir. Ancak söz konusu siyasetçi Ekrem İmamoğlu olduğunda, yolsuzlukoperasyonlarından bilemağduriyet devşirmeye çalışanbir profil ortaya çıkıyor.
Ancak Ekrem İmamoğlu ne kadar algı operasyonu yaparsa yapsın, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin vatandaşın vergilerini vekamu kaynaklarını sömürmesinemüsaade edilemez. Hem yolsuzluk soruşturmalarının kendilerine uzanma ihtimalinden duydukları korkuyla sağa sola saldıranlar neden ciddiye alınsın ki?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.