Trump-Zelenski kavgası
HİLÂL KAPLAN
  • 04.03.2025, Salı

Trump-Zelenski kavgası

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance ile Beyaz Saray'da yaşadığı kavga, doğal olarak dünya gündeminde en çok konuşulan olaylardan biri hâline geldi.
Kimi yorumcular bu olayı Ukrayna'nın küçük düşmesi olarak değerlendirirken, kimileri de Trump'ın "deliliğinin" bir kez daha tescillendiğini savunuyor. Ancak kavga sonrası Avrupa ülkelerinin Ukrayna'ya destek açıklamalarında bulunmak için adeta yarışa girmesi, bu tartışmada söylenen sözlerin muhataplarına ulaştığını gösteriyor.
Oysa Trump benzer bir açıklamayı 7 yıl önce NATO Zirvesi'nde de yapmış ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in yüzüne karşı şu sözleri söylemişti: "Avrupa'yı Rusya'dan korumamız gerektiği söyleniyor. Öyleyse neden NATO ülkeleri enerji için Rusya'ya milyarlarca dolar ödüyor?"
Hatta o dönemde Trump'ın ABD'yi NATO'dan çıkarmayı düşündüğü bile basına sızmıştı. Ancak o zamanlar Avrupa ülkeleri Trump'ın açıklamalarına pek tepki göstermemişti. Belki de "Atlantik İttifakı'nın gücünün" ABD Başkanı'nı bile dizginleyebileceğine inanıyorlardı. Nitekim Biden'ın seçilmesi ve sonrasında yaşananlar, ABD Başkanı olmanın bile küreselci diyebileceğimiz Atlantikçilere karşı yeterli olmadığını düşünenleri haklı çıkardı.
Ancak Trump, daha güçlü bir şekilde geri döndü ve Ukrayna-Rusya savaşını bitireceğini açıkça ifade etti. Zelenski ile görüşmesinden bir gün önce, bir zamanlar ülkesinin en büyük müttefiki olan İngiltere'nin Başbakanı'na, "Rusları tek başınıza durdurabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Trump-Zelenski tartışmasında gözden kaçan bir ayrıntı ise beni geçmişe götürdü. Real America's Voice adlı haber kanalının Beyaz Saray muhabiri Brian Glenn'in Zelenski'ye yönelttiği, "Neden takım elbise giymiyorsunuz? Amerikalılar sizin bize saygı duymadığınızı düşünüyor" sorusu, tartışmanın fitilini ateşleyen nokta oldu.
"Amerikan yeni sağının önemli medya kuruluşlarından biri olan Real America's Voice muhabirini neden ciddiye alıyoruz, ABD'de yerleşik medya varken?" diye sorabilirsiniz. Ancak 2003 yılında CBS televizyonu için Christiane Amanpour'un Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ı nasıl azarladığını hatırlarsanız, bu tür medya hamlelerinin geçmişte de önemli etkiler yarattığını görebilirsiniz.
Bence Avrupalı liderleri birbiri ardına açıklamalar yapmaya iten de, tıpkı 2003 yılında olduğu gibi, ABD'nin yekvücut hareket ettiğine inanmaları oldu. Polonya Başbakanı Donald Tusk'un açıklaması, mesajın net bir şekilde alındığını gösteriyor: "500 milyon Avrupalı, 300 milyon Amerikalının kendilerini 140 milyon Rus'a karşı savunmasını istiyor."
Günümüzde ABD ile Avrupa arasındaki, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ayrılmaz olduğu düşünülen ittifak, artık sadece İsrail'e hizmet ve İslam karşıtlığı noktasında ortak bir zeminde buluşuyor. Ancak artık ikiye ayrılan Batı Bloku'nun Avrupa ayağı hayatta kalmak istiyorsa, bu son iki bağı kendi eliyle koparmak zorunda. Bunu zamanında anlarlarsa, belki de kendileri için çok geç olmayacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.