Yunanistan, 1930'lu yıllardan itibaren Ege Denizi'ndeki karasu hakimiyetini tedricen artırmaya yönelik tek taraflı adımlar atmaya kalkışmıştır. Türkiye ise bu adımlara yönelik olabildiğince sakin ve gerginliği artırmaktan kaçınan bir tutumla ama hakkını da savunarak bugünlere gelmiştir.
Ne var ki Yunanistan'ın Çipras döneminde İsrail'i ve Avrupa Birliği'ni arkasına alarak, Mısır'la da anlaşarak hakimiyet iddiasını Ege ve Akdeniz'i kapsayacak şekilde genişletmesi, Doğu Akdeniz enerji paylaşımından Türkiye'yi oldubittiye getirerek dışlama çabası bardağı taşırdı. Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır ve İsrail, Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) oluşturmaya çalışırken, Yunanistan'ın hak iddia ettiği yerlere gelen özel firmaların gemilerine savaş gemilerimizle geçit vermememiz ve şu anda sondaj ile araştırma çalışmaları devam eden filomuz da bu kararlı duruşun eseri oldu. Libya ile imzaladığımızdeniz yetki alanı belirlemeanlaşması ise Yunanistan'ınAkdeniz egemenliği iddiasınakarşılık "Akdeniz'deTürkiye'siz iş yapamazsınız"şeklinde özetlenebilecek birmeydan okumaydı. Haritayıaçıp Türkiye karasularından Libyakarasularına doğru uzanan iki çizgiçekerseniz ne demek istediğimdaha net anlaşılır.
Başkan Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye- Libya arasında imzalanan anlaşmayla alakalı, "Bu mutabakat muhtırasıyla Türkiye esasında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandı. Libya Türkiye'yi davet ederse, elbette Türkiye'nin mutabakat gereği Libya'ya gitme hakkı doğmuş oluyor. Türkiye dışına asker gönderilmesi koşullar bakımından atılması gereken adımlarımız var. Libya'ya her türlü desteği vermeye hazırız" dedi. Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi El-Şatır da, Libya Devlet Başkanı Serrac'ın, Erdoğan'ın teklifini çabucak kabul etmesi gerektiğini belirtti.
Her şeyin hızlı ilerlemesi sizi kandırmasın, başka karmaşık gelişmeler de oluyor. Rusya, bir süredir askerî her tür imkânı sağlayarak gayrimeşru Hafter güçlerini destekliyor.
Geçtiğimiz ay ABD'ye ait insansız bir hava aracının Trablus yakınlarında düşürülmesi hadisesinde, ABD'nin Afrika komutası AFRICOM'dan gelen açıklamaya göre bunun bir Rus hava savunma sistemi ile yapıldığı ve sorumlunun Rus milisler olabileceği iddia edilmişti. Öte yandan ABD'nin de Hafter'i kendileriyle çalışması yönündeki çabalarını "Mavi Vatan mücadelemiz" yazımda anlatmıştım.
Her ne kadar Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti meşru hükümet ve Serrac meşru lider kabul edilse de Batı'nın ve Rusya'nın Hafter'e desteği sürüyor. Oldukç girift ve çok aktörlü bir süreçten geçiyoruz. Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, HDP dışındaki muhalefetin de oylarıyla geçmesinde olduğu gibi millî birliğimizi uluslararası haklarımızı ilgilendiren konularda sürdürmemiz büyük önem arz ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.