Amerikan seçimlerine medyamızda eskisi kadar alaka gösterilmediğini gözlemliyorum ve bunu olumlu buluyorum. Ancak hâlen çok kutuplu dünyanın kutuplarından birisi olan ABD'deki seçimlere dair de birkaç kelam etmek gerekir diye düşünüyorum.
Anketlere göre geçen hafta Trump öndeydi ancak Reuters/ IPSOS ve USA Today/Suffolk'un son yaptırdığı anketlere göre Harris yüzde 3 ve yüzde 1 ile önde görünüyor. Anlayacağınız sandıktan ne çıkacağını son ana dek tahmin etmenin zor olduğu bir seçim süreci söz konusu.
Harris'in yerleşik düzenin sadık bir uzantısı, Trump'ın da tüm eksantrik tavırlarına rağmen düzen karşısında rüştünü ispat edememiş ergen bir ihtiyar olduğunu düşünürsek, bu iki adaydan herhangi birinin ülkemiz veya can yaramız Filistin için bir değişim vaat ettiği epey şüpheli.
Ne var ki Trump'ın Ortadoğu'da "savaşı sonlandırma" sözleri, başkanken Suriye'den çekilmeyi gündemine almış olması ve Türkiye'nin F-35 alamamasını adaletsizlik olarak değerlendirmesi gibi nüanslar da mevcut.
Amerikan seçim sisteminde en çok oy alanın seçilmesini önleyen Seçiciler Kurulu (Electoral College) sistemi ve oy dolandırıcılığını kolaylaştıran oy karşılığı imza ya da posta yoluyla oy verme gibi pratikler, sonucu daha da tahmin edilemez kılıyor.
***
İSRAİL, BM'Yİ DE TERÖRİST İLAN ETTİ
Artık sayan kaldı mı bilmiyorum ama Gazze'deki zulmün 389. gününü geride bıraktık. Bir yılı aşkın süren bu mezalim boyunca durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
En son terör devleti İsrail'in meclisinden, UNRWA'nın yani Filistinli mültecilere insani yardım götüren en meşru uluslararası yapının yasaklanması kararı çıktı. Buna göre UNRWA'nın Filistinliler için insani yardım faaliyetleri engellenecek ve çalışan personelin hiçbir yasal dokunulmazlığı kalmayacak.
Peki Meclis sözcüsü bununla yetindi mi? Elbette hayır. UNRWA'nın Hamas'la işbirliği yapan bir terör örgütü olduğunu ilan etti.
Kendilerini eleştiren herkesi antisemit ve terörist ilan eden terörist İsrail'in, kuruluşunu borçlu olduğu Birleşmiş Milletler'e bu kadar açıktan bayrak açmış olması, aslında halkla ilişkiler savaşında hezimete uğramış olmalarının da bir neticesidir.